Sanatın, edebiyatın zirveye ulaştığı Büyük Hint-Türk İmparatorluğu döneminde İslâm dinini, Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve derinlemesine öğrenmek için eğitimde Arapça esas alınmış, bireylerin edebî yönlerini geliştirmek için de Farsça öğretilmiştir. Hindistan’ın bu uzun döneminde tahta geçen padişahların hemen hepsi şiir yazmaktan zevk almış, yazar ve şairi saraylarında istihdam ederek maaşlı memur konumuna getirmiştir. Farsça aynı zaman yaklaşık sekiz yüz yıl Hindistan alt kıtası yönetimindeki idarecilerin resmi yazışma dili olurken, halkın her kesiminden insanını da sanatsal alanda faaliyet yapmaya yöneltmiştir. Gazeller, kasideler, rubailer ve edebî sanatın diğer dalları Farsçanın estetiği ve büyüsüne kapılarak gönüllere taht kurmuş; tasavvûf, ahlâk ve aşk konuları hayâl ve duyguların bazen açık bazen kapalı beyanıyla arûz ve kafiyeye dikkat edilmeksizin vahdet-i vücûd inancı da eklenerek dile gelmiştir. Çalışmamızın asıl konusunu padişah Evrengzib’in şair kızı Zeb-un-Nisa, onun hayatı, edebî çalışmalara olan yaklaşımı ve “Mahfî” mahlası ile yazdığı şiirlerinden oluşan divanı teşkil etmektedir. Bu çalışma ile döneme damgasını vurmuş farklı din ve inançlara dair düşüncelerin şiire yansımaları ele alınacaktır.
In the period of Great Indo-Turkish Empire when the art, literature reached the summit, Arabic was used as base to understand Islam religion, Quran and learn it thoroughly and the Persian language was taught to develop the literary features of the individuals. In this period of India, all the Sultans conceding to the throne enjoyed writing poetry, made the authors and poets officers with salaries by employing them in their palaces. While Persian was the official written language of the managers in the management of India sub-continent for nearly 8 centuries, it encouraged the people to do activities in the artistic field. Ghazals, eulogies, quatrains are tadhkira and other branches of the literary arts with the aesthetics and magic of Persian were loved and were uttered with the belief of pantheism regardless of prosody and rhyme sometimes with open expression and sometimes with closed expression of emotions with the themes of Sufism, morals and love theme. The main theme of our research paper consists of poet daughter of Sultan Aurangzeb, her life, her approach to literary works and dewan consisting of the poetry she wrote with secret. In this work, there will be reflections poetry of different religions and beliefs which are marked in the period.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 9 |