Ağırlıklı olarak hicri ikinci ve üçüncü yüzyıllarda ortaya konulan İslam hukuk doktrini, büyük ölçüde nassları ayet/hadis merkeze alan bir görünüm arz ediyordu. Bunun böyle olmasının en önemli sebeplerinden biri şüphesiz Kur’an’ın nazil olduğu ve Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemin sosyal özelliklerinin çok fazla değişime uğramamış olmasıdır. O dönemde çok fazla sorun teşkil etmeyen bu zahiri/literal okuma biçimi hem nassların anlaşılmasında hem de lafız ve mana yönüyle korunmasında çok önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Ancak daha sonraki dönemlerde ortaya çıkan sosyal değişim, söz konusu literal okumanın bazı noktalarda yetersiz kalmasıyla sonuçlanmış ve usulcüleri yeni arayışlara yöneltmiştir. Önceleri Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas olarak tespit edilen asıl kaynaklar usulcüler tarafından yeterli görülürken, fer’i/ikincil deliller olarak kabul edilen Mesalih-i Mürsele, İstihsan, Örf-Âdet, Sedd-i Zerâi, Şer-ü Men Kablena, Sahabe Kavli ve Istıshab gibi kaynaklar da daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Bu makalede söz konusu tali kaynaklardan örf ve istihsan özellikle günümüzdeki işlevselliği açısından ele alınmaya çalışılacaktır.
Legalistic doctrines in Islam which emerged in the second and third century of the Hijrah, predominantly seem to be centered upon the nass Quranic verses/hadith . Indubitably, the main reason for this is the fact that the social conditions of the period in which Qoran was revealed and in which the Prophet PBUH lived stayed unchanged for the most part. This literal/zahiri reading of the nass, which was deemed sufficient throughout the said period, proved to be essential both for the correct understanding of the nass and for preserving its word and meaning. However, later changes in the social environment resulted in a failure of the literal reading in question to satisfy the contemporary legal requirements and in forcing the law methodologists to pursue new answers. While the primary sources, identified as Kitab, Sunnah, Ijma' and Qiyas, were considered sufficient by the early methodologists, the secondary sources such as Maslahah Mursalah, Istihsan, Urf Custom , Sadd al-Dhara’i, Sharh man Qablana, Qawl as-Sahaba or Istishab gradually became used more broadly. In this study, two of these later sources, namely urf and istihsan, will be examined concerning their functionality in our day.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 16 |