Sigmund Freud’un 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında ortaya attığı psikanalitik yöntem, sanat ve edebiyatta önemli bir yere sahiptir. Kuram, sanatçıyı merkeze alarak metni incelemeye çalışır. Davranışların temelinde bilinçaltının olduğunu savunan bu kurama göre, sanatçının hayatı, çocukluğu, ailesi, eğitimi, yaşadığı zaman, çevre ve yapıp ettikleri, onun sanat eserini doğrudan etkileyen etmenlerdir. Kuramın amacı, yazarın bilinçaltı duygularını açığa çıkararak eserdeki kişilerin psikolojik durumlarını tespit etmek ve “yaratma” eyleminin nasıl oluştuğunu araştırmaktır Sanatçılar, eserlerinde kendi psikolojik yapıları hakkında okuyucuya ipuçları verdikleri için bilinçaltı duygularını orada yakalamak mümkündür. Bilinçaltına itilmiş anılara önem veren psikanalizme göre, sanatçı nevrotiktir ve bu durum onun yaratma ve yazma eylemiyle yakından ilgilidir. Bilinçaltına itilen duygular, bir tür karmaşa içinde açığa çıkar. Sanatçının yazdıklarının anlaşılması, onun bilinçaltının çözülmesiyle mümkün olur. Zira yazarın içinde bulunduğu çıkmazları, kaosu ve trajediyi eserleriyle dışa yansıttığı bilinmektedir. Dolayısıyla şair ve yazarlar, genelde toplumun, özelde ise kişinin bastırılmış duyguları ve bilinçaltını eserlerinde ifade etme görevini üstlenirler. Hasan Ali Toptaş, kişisel ve bilinçaltı konularını sıklıkla eserlerine yansıtmasıyla ön plana çıkan bir yazardır. Toptaş’ın öykülerindeki yalnızlık, kaçış, bunalım ve kaotik söylem, onun psikolojisinin izlerini taşımaktadır. Zira Toptaş’ın iç çatışmalarının kaotik düzlemde yarattığı trajik durumlar, onun sanat anlayışının temelini oluşturmaktadır. Postmodern bir anlayışa sahip olan Toptaş, edebiyatı bir “sığınma aracı” olarak görür. Toptaş’ın eserlerinde bilinçten ziyade bilinçaltı duyguları yer alır. Ona göre bilincin emrinde olan eserler, bilinçsizce yazılanlar kadar başarılı olamamaktadır. Yazar, eser yazma sürecinde aklın işleyişini, planlamaları bir kenara bırakarak bilinçaltına kulak verir. Bu çalışmada amaç, Toptaş’ın “Bir Gülüşün Kimliği” öyküsünden hareketle onun psikolojik yönünü ortaya çıkarmaktır. Bir karakteri ortaya çıkarmayı amaç edinen psikanalizm, yazarı ancak yazdıklarından ve kullandığı dil üzerinden çözmeye ve tahlil etmeye çalışır. Dolayısıyla Toptaş’ın kullandığı öykü dili ve ifadelerinden hareketle bir sağaltım işlemi yapılarak onun psikolojik ve bilinçaltı durumu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
The psychoanalytic method that Sigmund Freud introduced in the late 19th and early 20th centuries has an important place in art and literature. The theory tries to examine the text by centering the artist. According to this theory, which argues that the subconscious is the basis of the behavior, the artist's life, childhood, family, education, time, environment and what they do are the factors that directly affect his work of art. The purpose of the theory is to reveal the subconscious feelings of the author, to identify the psychological states of the people in the work and to search how the act of "creating" occurs. It is possible to capture the subconscious feelings of the artists as they give the reader tips about their psychological conditions in their works. According to psychoanalysis, which places emphasis on subliminal memories, the artist is neurotic, and this is closely related to his act of creation and writing. Emotions that are pushed into the subconscious emerge in a sort of confusion. It is possible to understand the artist's writings by solving his subconscious mind. Because it is known that the author reflects the dead-ends, chaos and tragedy with his works. Therefore, poets and writers undertake the task of expressing the suppressed emotions and subconscious of the society in general and of the person in particular. Hasan Ali Toptaş is a writer who stands out with his personal and subliminal issues often reflecting on his works. Loneliness, escape, crisis and chaotic discourse in Toptaş's stories bear the traces of his psychology. Because the tragic situations created by Toptaş's internal conflicts in the chaotic level constitute the basis of his understanding of art. Having a postmodern understanding, Toptaş sees literature as a "shelter tool". Toptaş's works have subconscious feelings rather than consciousness. According to him, the works that are under the command of consciousness are not as successful as those written unconsciously. In the process of writing a work, the author takes care of the functioning of the mind and the plans, and pays attention to the subconscious. The purpose of this study is to reveal the psychological aspect of Toptaş based on the story of "The Identity of a Smile". Psychoanalism, which aims to reveal a character, tries to unravel and analyze the author only through the language he writes and the language he uses. Therefore, based on the story language and expressions used by Toptaş, a healing process will be performed and its psychological and unconscious state will be tried to be revealed.
Hasan Ali Toptaş Psychoanalism loneliness escape subconscious.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 25 |