Assyrians had a monarchical structure in which a king, who came to power through inheritance from a specific family, held absolute authority. At times, this form of governance manifested as a theocratic monarchy, where every political action found its legitimacy on religious grounds. Regarding succession, it is evident that practices were carried out with divine approval and request as guiding principles. The heir in question could be any of the king's natural children, but children born to kings from their second wives or slaves could not ascend to the throne through conventional means. Periodically, kings appointed their children as administrators in various cities, including Babylon, to gain experience in state affairs. The permanence of the designated heir's position and their ascension to the throne upon the king's death were not guaranteed.Additionally, historical records reveal instances where kings changed the crown prince for various reasons. These changes might be attributed to the inadequacy of the crown prince or could result from the influence of queens, as the mother of the chosen crown prince held a significant position within the Assyrian hierarchy. In this study, which is based on cuneiform texts and modern works, the objective is to comprehensively examine the role of the heir apparent in the Assyrian state system, providing insights through periodic examples. Additionally, it seeks to unveil the complex relationships between heirs, kings, queens, and other princes.
Asurlular, yönetimsel açıdan belli bir aileden kalıt yolu ile başa gelen bir kralın tüm gücü elinde bulundurduğu monarşik bir yapılanmaya sahipti. Bazı dönemlerde bu yönetim anlayışı teokratik monarşi biçiminde de kendisini göstermekteydi. Siyasal yaşamda gerçekleştirilen her faaliyetin dini bir gerekçeyle meşruiyetinin sağlanması bir gelenekti. Veliahtlık açısından bakıldığında ise yine tanrısal bir onay ve istek çerçevesinde uygulamalarda bulunulduğu görülmektedir. Söz konusu veliaht kralın asli çocuklarından herhangi biri olabilmekteydi. Kralların ikincil eşlerinden ya da köle/cariye kadınlardan doğan çocuklarının normal yollarla tahta çıkması mümkün değildi. Krallar çocuklarını devlet işlerine dair deneyim kazanabilmeleri amacıyla zaman zaman Babil de dâhil olmak üzere farklı kentlere yönetici olarak atamaktaydılar. Belirlenen veliahtın bu makamı sürekli surette elde tutması ve kral öldüğünde tahta çıkması mutlak değildi. Zira krallar tarafından belirlenmiş olan veliahtın bazı dönemlerde çeşitli gerekçelerle yine krallar tarafından değiştirilmiş olduğu da görülmektedir. Bu değişiklikler veliaht prensin yetersiz görülmesinden kaynaklanabileceği gibi kraliçelerin etkisi neticesinde de olabilmekteydi. Çünkü veliaht seçilen prensin annesi Asur hiyerarşisinde önemli bir pozisyona yükselmekteydi. Çivi yazılı metinler ve modern eserlerden hareketle oluşturulan bu çalışmada, Asur devlet sisteminde görülen veliahtlık makamının her yönüyle ele alınması ve dönemsel örneklerle açıklanması; veliahtlar ile krallar, kraliçeler ve diğer prensler arasındaki ilişkinin ortaya koyulması amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Eski Önasya Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 17 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 35 |