Bu çalışmada tüberküloz hastalarımızın hastalıkları hakkında ne bildiğini araştırmak, yaşam koşulları hakkında bilgi edinmek, kaygı durumlarını değerlendirmek ve psikolojik desteğe ihtiyaçları olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. Aktif akciğer tüberkülozu tanısı alan ve hastaneye yatırılan 50 olgunun tedaviye başlanmadan önce ve 17 sağlıklı bireyin, kaygı (anksiyete) düzeyleri STAI (State Trait Anxiety Inventory) testi uygulanarak ölçülmüştür. Hastaların teste verdikleri yanıtlar puanlanarak kaygı düzeyleri saptanmıştır. Olguların kaygı düzeyleri sosyodemografik özellikleri ve hastalıkları hakkındaki bilgileri ile karşılaştırılmıştır. İstatistiksel hesaplamalar ki-kare ve t testi kullanılarak yapılmıştır. Hastalarımızın %12'si tüberkülozun tedavisi olmayan bir hastalık olduğunu ifade etti. %48 olgu üzüntüden, %16 yetersiz beslenmeden, %12 soğuktan, %10 sigara ve alkol kullandığı için, %14 olgu ise hasta olan bir kişiden mikrop aldığı için tüberküloz olduğunu belirtti. Tüberküloz olgularının %74'ünde durumluk kaygı, %58'inde sürekli kaygı tespit edildi. Durumluk ve sürekli kaygı, kadın ve erkek olgularda anlamlı fark göstermezken, uykusuzluk şikayeti olan hastalarda durumluk kaygı (p=0.04), daha önce psikiyatrist başvurusu olan olgularda sürekli kaygı (p=0.03) istatistiksel olarak anlamlı saptandı. Tüberküloz olguları ile kontrol grubu arasında durumluk kaygı açısından istatistiksel fark izlenmezken (p=0.10), sürekli kaygının tüberkülozlu olgularda istatistiksel olarak anlamlı ölçüde yüksek olduğu saptandı (p=0.04). Bu bulgular halkımızın tüberküloz hakkında bilgi ve bilinç düzeyinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu eksikliği gidermek için yazılı ve görsel basın aracılığıyla tüberküloz eğitim programları uygulanabilir. Hastalarımızın yarısından fazlasının kaygı düzeyinin yüksek olması nedeniyle, tüberküloz tanısı alan hastalara, psikiyatristlerle işbirliği içinde tedavi verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sayede hastaların tedaviye uyumun arttırılabilecektir.
To investigate how the tuberculosis (TB) patients perceive the disease, gain insight of their living conditions and evaluate their anxiety status in order to determine whether they need psychological support. State Trait Anxiety Inventory (STAI) test was applied to newly diagnosed lung TB patients and 17 healthy controls. The anxiety levels are compared with the social, demographic features and the information level about the disease. Statistical analysis was calculated using chisquare and t tests. 12% of the patients stated that TB was an incurable disease. The causes of the TB was reported as sadness (48%), insufficient feding (16%), cold (12%), cigarette smoking or alcohol ingestion (10%) and by transmission of another tuberculosis patient (14%). Of the TB cases, 74% had instantaneous anxiety and 58 % had continuous anxiety. Instantaneous and continuous anxiety were not different in the both sexes, however instantaneous anxiety was significantly high in patients with insomnia (p=0.04), and continuous anxiety was significantly high in those who had a history of psychiatry visit (p=0.03). There was no difference in terms of instantaneous anxiety between the patients and the controls, however continuous anxiety was significantly high in TB patients (p=0.04). These results suggest that the awareness level of our population about TB is low. Eeducational programmes about TB should be conducted using media. Because more than the half our patients had high anxiety levels, we thought that the treatment of TB should be given in collaboration of psychiatrists to increase patient compliance to the treatment.
Diğer ID | JA25AY25JR |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 25 Sayı: 3 |