Ibn Farḥūn, one of the leading scholars of the Maliki school, was born in Medina in the 14th century and lived in the same city throughout his life. He fought against the Shiite-Imamate understanding which was in a politically and religiously dominant position in the city at the time. He also engaged in educational and judiciary activities, and left valuable works behind him. Despite this, very few academic studies have been made about him in Turkey and these studies have not included his works and understanding of fiqh in detail. The aim of this study is to determine the main characteristics of Ibn Farḥūn’s understanding of fiqh based on his works and to reveal his contributions to the Islamic fiqh. The importance of this article whose subject covers Ibn Farḥūn’s life, works and certain evaluations on his understanding of fiqh, is due to his role in strengthening the weakened school in Medina, which is the starting point of the Maliki school, as a scholar with ijtihad competence within the school, and the lasting effects he left in the field of fiqh. Because, among his works, Tabṣirat al-ḥukkām fī uṣūl al-aqḍiya wa manāhij al-aḥkām, which is related to the law of procedures, set an example for the works on the politics of sharia written in a later period, with its content and systematics.
According to the method followed in this article and in order to achieve the mentioned objective, we have first determined Ibn Farḥūn’s life and his works by referring to biographical dictionaries (books of ṭabaqāt). In the part where his understanding of fiqh is examined, the focus was made to the author’s own works to reach a conclusion. In addition, references were made to recent studies conducted in Turkey and abroad on the reviewed topics. His understanding of evidence was mentioned first, in order to reflect the author’s understanding of fiqh within the integrity of the methodology of Islamic jurisprudence (uṣūl) and substantial law (furūʾ). To determine the furūʾ side, we analyzed the method he followed in Tabṣirat al-ḥukkām. We have tried to explain his understanding of fiqh and his place in the history of Islamic law through this work which provides clearer data on his understanding of fiqh compared to his other works. In addition to the evidences that are considered valid by other prominent scholars in the Maliki school, Ibn Farḥūn accepted the the murāʿāt al-khilāf which constitutes the weakest one among the other evidences. He also valued the evidence of istiḥsān in the first place, not for its evidentiary value but its prevalence of use, and scholarly argued against those who are against the evidence of istiḥsān.
After evaluations regarding his methodological views, we examined his views on substantial law based on his work entitled Tabṣirat al-ḥukkām. According to our findings, it has been observed that the author made preferences among different views, examined and discussed the views he conveyed from other scholars of the school, supported his own views by presenting the views of the authorities of the Maliki school. He even criticized the prominent figures of the Maliki school while examining the views and opinions of the scholars from the other schools.
In line with the information given in this article, Ibn Farḥūn proved himself to be an authority figure in Maliki school, with his works and his contributions to the strengthening of the Maliki school in Medina. In fact, his book titled Tabṣirat al-ḥukkām reveals that he was not a muqallid (imitator), but an independent scholar who could analyze and criticize the issues, make choices among the rulings, and was knowledgeable about the views of other schools. In addition, this work, which we took as a basis to determine his views on furūʿ al-fiqh, is the first one of its kind in the Maliki school in terms of its form and content -as far as we can find out. Moreover, this book also pioneered the works on law of procedures that were written after it. The fact that such works were written as part of the Hanafi school literature in the following periods also reveals the extent of the author’s influence. All these can be considered as evidences showing that he was an original scholar who contributed to the science of fiqh in the history of Islamic law.
Islamic Law Maliki School Ibn Farḥūn Method Evidence Faqih Tabṣirat al-ḥukkām
-
Mâlikî Mezhebi'nin önde gelen fakihlerinden İbn Ferhûn 14. yüzyılda Medine’de doğmuş, orada yaşamış, Medine’de siyasi ve dini olarak hâkim konumda bulunan Şiî-İmâmî anlayışla mücadele etmiş, tedris ve kadılık faaliyetlerinde bulunmuş ve ardında değerli eserler bırakmış bir âlimdir. Buna rağmen ülkemizde hakkında çok az akademik çalışma yapılmış, yapılan çalışmalar da onun eserlerine etraflıca yer verecek ve fıkıh anlayışından söz edecek şekilde değildir. Bu çalışmada, eserlerinden hareketle İbn Ferhûn’un fıkıh düşüncesinin ana hatlarının tespit edilmesi ve onun fıkha yaptığı katkıların ortaya konulması amaçlanmıştır. Konu olarak İbn Ferhûn’un hayatı, eserleri ve fıkıh anlayışına dair bazı tespitleri kapsayan bu makalenin önemi, mezhep içi ictihâd yeterliliğine sahip bir âlimin, Mâlikîliğin çıkış noktası konumundaki Medine’de oldukça zayıflayan mezhebi tekrar güçlendirmede üstlendiği rol ve fıkıh alanında bıraktığı kalıcı etkilerden kaynaklanmaktadır. Çünkü eserleri içinde bulunan yargılama hukukuna ilişkin Tebsıratü’l-hükkâm fî usûli’l-akzıye ve menâhici’l-ahkâm isimli eseri, muhteva ve sistematiği ile sonraki dönemde kaleme alınan siyâset-i şerʿiyye konulu eserlere örnek teşkil etmiştir.
Bu makalede takip edilen metot uyarınca, belirtilen amacın gerçekleştirilmesi için öncelikle tabakât türü eserlere müracaat edilerek İbn Ferhûn’un hayatı ve eserlerine ilişkin bilgilere yer verildi. Fıkıh anlayışından söz edilen kısımda müellifin kendi eserleri merkeze alınarak neticeye ulaşılmaya çalışıldı. İncelemeye konu edilen başlıklarla ilgili yakın dönemde yurt içi ve yurt dışında yapılmış çalışmalara da atıfta bulunuldu. Usûl ve fürû bütünlüğü içerisinde müellifin fıkıh anlayışını yansıtmak için önce onun delil anlayışına, fürû tarafını tespit etmek için de Tebsıratü’l-hükkâm’da takip ettiği yönteme değinildi. Böylelikle diğer eserlerine kıyâsla onun fıkıh anlayışına ilişkin açık veriler sunan bu eseri üzerinden fıkıh anlayışı ve İslâm hukuk tarihindeki yeri belirlenmeye çalışıldı. İbn Ferhûn, Mâlikî mezhebinde öne çıkmış diğer âlimler gibi mezhepte muteber sayılan delilleri kabul etmekle birlikte mezhebin delilleri arasında en zayıfı sayılan murâât-ı hilâfı da kabul etmiştir. Delil değeri bakımından değil de kullanım yaygınlığı yönüyle ilk sırada değerlendirdiği istihsân deliline karşı duruş sergileyenlerin iddialarına da ilmî düzlemde cevaplar vermiştir.
Müellifin usûl anlayışından sonra Tebsıratü’l-hükkâm adlı eseri esas alınarak fürû yönüne ilişkin bazı tespitlere yer verilmiştir. Bu tespitler çerçevesinde müellif, farklı görüşler arasında tercihte bulunmuş, mezhep bilginlerinden aktardığı görüşleri inceleme ve tartışmaya tabi tutmuş, mesele hakkında verdiği hükmü mezhepte otorite isimlerin görüşleriyle desteklemiştir. Yine Mâlikî mezhebinin dışında diğer mezhep bilginlerinin görüşlerine başvurmuş ve mezhepte öne çıkmış âlimlere yönelik eleştirilerde bulunmuştur.
Makalede yer verilen bilgiler doğrultusunda İbn Ferhûn, yazdığı eserler ve Medine’de Mâlikîliğin yeniden güçlenmesine yaptığı katkılar ile mezhepte otorite bir isim olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim Tebsıratü’l-hükkâm, onun mukallid değil, bilakis meseleleri tahlil ve tenkide tabi tutabilecek, hükümler arasında tercihler yapabilecek ilmî bir düzeye sahip, diğer mezheplerin görüşleri hakkında da yetkinliği olan bir âlim olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Ayrıca furû-ı fıkha dair görüşlerini tespit için esas aldığımız bu eser, şekil ve muhteva yönüyle -tespit edebildiğimiz kadarıyla- Mâlikî mezhebinde ilk olma özelliğine sahiptir. Keza bu eser, kendisinden sonra kaleme alınan yargılama hukukuna ilişkin eserlere de öncülük etmiştir. Bu eserlerin kendisinden sonraki süreçte Hanefî mezhebi literatüründe yer bulması da müellifin etkinliğinin boyutlarını göz önüne sermektedir. Bütün bunlar, onun İslâm hukuk tarihi içerisinde fıkıh ilmine katkıda bulunmuş özgün bir âlim olduğunu gösteren deliller olarak değerlendirilebilir.
İslâm Hukuku Mâlikî mezhebi İbn Ferhûn Usûl Tebsıratü’l-hükkâm
-
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 39 |