Toplum halinde yaşama zorunluluğu, insanların ihtiyaç duydukları hususlarda birbirlerinden yardım almak suretiyle hayatlarını idame ettirmelerini gerektirmiştir. Bu faaliyetin kendini hissettirdiği alanlardan biri de kişilerin kendilerine lazım olduğu halde başkalarının sahip olduğu şeyleri, kendine ait olanı vermek suretiyle elde ettikleri ticari hayattır. Önceleri basit değiş-tokuşlar şeklinde tezâhür eden bu faaliyet, yeni ihtiyaç ve gelişmeler doğrultusunda sözleşmeleri de kaçınılmaz kılmıştır. Sözleşmelere bağlayıcılık kazandırılarak da tarafların cayması engellenmiş ve böylece sözleşmenin daha sağlam bir zeminde icrası mümkün kılınmıştır. Fakat tarih boyunca muhtelif hukuk sistemleri tarafından alınan bu tedbir, sözleşmeden sonra meydana gelen bir takım olağanüstü hadiseler neticesinde yetersiz kalmıştır. Söz konusu bu hadiseler, taraflar arasında meydana gelecek tartışmalara zemin hazırlamış ve bu durum, hukuk sistemlerini bir takım çözüm arayışları içerisine girmeye zorlamıştır. Ne var ki her halükarda sözleşmenin bağlayıcılığı prensibine bağlı kalmayı tercih eden hukuk sistemleri olduğu gibi, bir takım metotlar geliştirmek suretiyle sözleşmeyi değişen koşullara uyarlama arayışına giren hukuk sistemleri de olmuştur. Neticede Modern hukukta olduğu gibi İslâm Hukukunda da bir takım uygulamalar üzerinden sözleşmenin bağlayıcılığı ilkesinin katı bir biçimde uygulanması anlayışı aşılarak sözleşmenin her iki tarafının da menfaatini dengeleme yoluna gidilmiştir
İslâm Hukuku Edim/Borç Sözleşme Fesih Beklenmeyen Hal Değişen Koşullar Uyarlama.
The obligation to live in a society requires people to maintain their lives rescued by helping each other on the issues they need. One of the areas in which this activity feels itself is the commercial life that people acquire by giving their own things to others that they need. This activity, which manifests itself in the form of simple exchanges, has inevitably made contracts in the direction of new needs and developments. By binding the contracts, the parties are prevented from giving up and the contract is made to be made in a more reliable environment. But this precaution taken by various legal systems throughout history has been inadequate as a result of a number of exceptional circumstances that have taken place since the convention. These given circumstances have opened the door to the debate between the parties, and this situation has forced the law systems to find some solutions. But while some law systems prefer to adhere to the principle of binding the contract at any rate, there are also law systems that seek to adapt the contract to changing conditions by developing a number of methods. As a result, in Islamic Law, as in modern law, the understanding of the strict application of the contracting principle through a number of applications has been overcome and the interests of both sides of the contract have been balanced
Islamic Law Action/Debt Contract Termination Unexpected Situation Changing Conditions Adaptation
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2017 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 29 |