Evlilik, evlendirme memurunun, evlenecek olan kişilerin her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorması üzerine, onların olumlu yönde irade beyanında bulundukları anda meydana gelmektedir. Ancak bir evliliğin geçerli olarak meydana gelmesi için, eşlerden her birinin evlenme yönündeki iradelerinin hiçbir baskı altında kalmadan, özgür bir şekilde oluşması gereklidir. Bazı durumlarda eşlerden biri, diğer eşin veya üçüncü bir kişinin korkutma teşkil eden bir fiiline maruz kalarak istemediği bir evliliği yapmak zorunda kalmış olabilir. Korkutma, iradenin oluşumu aşamasındaki sakatlıklardan biri olup, Kanun koyucu tarafından TMK m 151’de evliliğin nisbi butlanı sebeplerinden biri olarak düzenlenmiştir. İlgili madde gereğince, kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilen eş, evlenmenin iptalini dava edebilmektedir. Görüldüğü üzere, korkutma altında yapılan evlilik her ne kadar nisbî butlanla sakat bir evlilik olsa da kendiliğinden hükümsüz duruma gelmemektedir. Bu evliliğin hükümsüzlüğünün sağlanması için korkutma teşkil eden fiile maruz kalan korkutulan tarafından nisbî butlan davasının açılması gerekmektedir. Kanun koyucu TMK m 152’de korkutmaya dayalı nisbi butlan davasının açılmasını belirli sürelere tabi tutulmuştur. TMK m 152’ye göre korkutulan eşin iptal davası açma hakkı, korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşmektedir. Mahkeme tarafından evliliğin korkutma sebebiyle iptaline karar verilmesiyle birlikte, evlilik ileriye etkili bir şekilde (ex nunc) sona ermektedir ve evlilik, hâkimin iptal kararına kadar geçerli bir evliliğin tüm sonuçlarını doğurmaktadır (TMK m 156).
Çalışmamızda korkutmanın tanımı, şartları ile sonuçları, İsviçre Hukukundaki son gelişmelere de yer verilerek kapsamlı bir şekilde inceleme konusu yapılmıştır.
Marriage occurs when a marriage official asks each of the persons to be married whether they want to marry each other and these two persons make a positive declaration of will. However, in order for a marriage to be valid, the desire of each spouse to marry must be formed free of any pressure. In some cases, a spouse may have been forced to enter an unwanted marriage as a result of duress from the other spouse or a third party. Duress is a defect in the formation stage of will and is legally regulated in Art. 151 of the Turkish Civil Code (TCC) as a reason for relative nullity of marriage. TCC Art. 151 states that a spouse who is persuaded to marry through threat of imminent and serious harm to their own or a relative’s life, health, honor, or dignity may file a lawsuit for annulment of the marriage. As is seen, although a marriage made under duress is crippled by relative nullity, it is not automatically invalidated. A lawsuit for relative nullity must be filed by the threatened party to ensure the annulment of the marriage. Legislation subjects the filing of a relative nullity lawsuit based on duress to certain periods as per Art. 152 of the TCC. Accordingly, the threatened spouse’s right to file an annulment case ends after six months, starting from the date the effect of the duress disappears, but in any event within five years of the marriage. Upon a court’s decision to annul a marriage due to duress, the marriage ends proactively (ex nunc), and the marriage bears all the results of a valid marriage up to the judge’s decision (TCC Art 156).
This study comprehensively examines the definition of duress, its conditions, and results by also including the latest developments in Swiss law.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 5, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |