Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 117.maddesinin ikinci fıkrasına göre, borcun ifa edileceği gün taraflarca birlikte belirlenmişse, bugünün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş olur. Bununla birlikte, bazen, borcun, gelecekte gerçekleşmesi beklenen bir olgunun gerçekleşmesinden itibaren belirli bir sürenin geçmesi üzerine muaccel olacağı kararlaştırılmış olabilir. Örneğin malın tesliminden itibaren on gün içinde ödeme yapılacağının kararlaştırılması. Öğretide savunulan klasik görüşe göre, belirli vadeden söz edebilmek için, ifa zamanının sözleşmenin kurulduğu anda kesin olarak belirli bir tarih veya takvim günü olarak hesaplanabilir bir şekilde kararlaştırılmış olması gerekir. Aksi halde borçlunun temerrüde düşmesi için alacaklının borçluya yönelik bir temerrüt ihtarında bulunması gerekir. Buna karşılık öğretide savunulan diğer bir görüşe göre, ifa zamanının sözleşme kurulduktan sonra ve ifa zamanı gelmeden önceki bir tarihte de belirli veya kesin olarak hesaplanabilir hale geldiği hallerde, vade sonradan belirli hale gelmektedir ve bu sebepledir ki temerrüt ihtarı gerekmez. Yargıtay’ın ise farklı somut olaylara ilişkin ilişkin kararları çelişkili olmakla birlikte, içtihatlarının çoğunluğunun, klasik görüş doğrultusunda olduğu gözlemlenmektedir. Öte yandan, sözleşmede kararlaştırılan gelecekte gerçekleşmesi beklenen olgunun gerçekleşmemiş olması halinde, ifa süresinin nasıl hesaplanması gerekeceği ve bu hallerde temerrüt ihtarına gerek olup olmadığı, değerlendirilmesi gereken diğer bir hukuki problemdir. Bu çalışmada, öğretideki görüşler ve Yargıtay uygulaması çerçevesinde konu ele alınmakta ve konuya ilişkin kanaatlerimiz ifade edilmektedir.
İfa zamanı Vade Belirli vade Sonradan belirli hale gelen vade Muacceliyetin koşula bağlanması İfa zamanının koşula bağlanması Temerrüt Temerrüt ihtarı gerekmeyen haller
According to the second paragraph of Article 117/II of the Turkish Code of Obligations (TCO), where a date for performance of the obligation has been set by an agreement, the obligor is automatically in default as of this date. However, the parties sometimes may have agreed that the obligation will be due upon a definite period of time after occurrence of an event that is expected in the future. According to the classical view in doctrine, in order to be able to accept a definite maturity (tempus certum), in the contract, the due date must be determined as a fixed date or a date which is precisely foreseeable as a calendar day at the time of the conclusion of the contract. Otherwise, in order for the debtor to fall into default, the creditor must give notice for performance. However, according to the second view in the doctrine, if the due date becomes definite or definable at a date after the conclusion of the contract and before the time of performance, then the maturity of the debt also becomes definite and therefore no notice for performance is required. This is the case, for example, if the contract states, when payment is to be made within ten days of the delivery of the goods. The Turkish Court of Cassation gives contradictory decisions, but often its decisions are grounded in the classical view. On the other hand, if the expected future event in the contract is not realized, it is necessary to evaluate how the due date will be calculated and whether a notice for performance is required.
Time of performance Maturity Definite maturity Due date Due date bound by condition Performance time bound by condition Default Cases where no notice for performance is required
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 19, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 77 Issue: 1 |