Zorunluluk hâline ilişkin olarak Türk öğretisinde bugüne kadar yapılmış çalışmalarda konunun medeni hukuk ve ceza hukuku bakımından çoğunlukla ayrı ayrı ele alındığı görülmektedir. Hâlbuki konunun medeni hukuk ve ceza hukuku arasındaki etkileşim dikkate alınarak, hukuk düzeninin birliği ilkesi ışığında incelenmesi bir gerekliliktir. Özellikle Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 01.06.2005’te yürürlüğe girmesinden sonra zorunluluk hâlinin hukuki niteliği ceza hukuku öğretisinde yoğun bir şekilde tartışılmış, fakat bu tartışmalarda, zorunluluk hâlinin medeni hukuk bakımından bir hukuka uygunluk sebebi teşkil ettiği ve bunun doğurduğu sonuçlar yeterince dikkate alınmamıştır. Bu çalışmada zorunluluk hâli hem medeni hukuk hem de ceza hukuku açısından bu bakış açısıyla ele alınmakta ve hukukun bu iki disiplini arasındaki etkileşime dikkat çekilmektedir. Çalışmada öncelikle hukuk düzeninin birliği ilkesi hakkında genel açıklamalara yer verilmekte, ardından sırasıyla medeni hukuk ve ceza hukuku açısından zorunluluk hâli incelenmektedir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda CMK m 223/3-c’deki açık hüküm karşısında ceza hukukunda zorunluluk hâlinin bir hukuka uygunluk sebebi olmadığı, dolayısıyla TCK m 25/2 anlamında zorunluluk hâlleri bakımından beraat değil, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği; bununla birlikte medeni hukuk bakımından zorunluluk hâli teşkil eden fiillerin hukukun birliği ilkesi gereği ceza hukuku anlamında da hukuka uygun sayılarak, bu hâllerde beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Yazarlar bu çalışma için finansal destek almamışlardır.
The current Turkish legal doctrine on the state of necessity mostly handles the concept separately in terms of civil and criminal law. However, the principle of unity of the legal order requires a holistic approach. Especially after the entry into force of the Turkish Penal Code (TPC) and the Code of Penal Procedure (CPP) on 01.06.2005, the legal nature of the state of necessity has been extensively discussed in criminal law doctrine. But these discussions rarely, if ever, take the fact that the state of necessity constitutes a ground of justification under civil law into account. This study takes a holistic approach in examining the legal nature of the state of necessity and emphasizes the interaction between civil law and criminal law within the context of grounds for justification. It starts with general remarks on the principle of unity of the legal order and proceeds with a description of the state of necessity with a particular focus on its legal nature from civil law and criminal law perspectives respectively. The study concludes that in light of the clear provision in Art. 223 (3) (c) CPP, the state of necessity does not constitute a justification in criminal law, and therefore, where Art. 25 (2) TPC applies, the judgment to be rendered is not an acquittal, but a decision that infliction of punishment is not required. Nonetheless in cases where the act qualifies as one performed in a state of necessity from a civil law perspective, the act shall also be deemed lawful in terms of criminal law and the court shall decide for acquittal.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 77 Issue: 2 |