Türkiye’de batı müziği ve opera sanatının şan kavramı ile birlikte tanınması Osmanlı Devleti
döneminde ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti döneminde batı müziği alanındaki gelişmeler
sonucunda, opera sanatına ihtiyaç duyulmuş ve bu alanda İtalyanların örnek alınması nedeniyle
de İtalyan eğitimcilerden yaralanılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetin ilanı ile batı müziği alanında
devam eden gelişmeler ışığında yurt dışından getirilen opera sanatı şan eğitmenleri devlet operası
sanatçı kadrolarına yerleştirilmiştir. Bu durum zaman içerisinde sadece operada şan sanatı
olabileceği gibi bir algı yarattığını düşündürmektedir.
Türkiye’de Fransızca kökenli olan chant (Türkçe anlamı: şarkı söyleme, okunuşu: şan) kelimesi
kullanıldığında akıllara sadece operanın gelmesi algıdaki yanılgıdan ibarettir ve bu durum
kavram karmaşasına neden olmaktadır. Şan eğitimi belirli temel ögelerin yanı sıra (postür,
solunum, fonasyon), sese dayanıklık ve sağlamlık kazandırmak, icra edilecek olan eserin türüne
özgü çeşitli söyleme tekniklerini içerisinde barındıran ses egzersizleri ile birlikte sesi işleyerek
sanatsal anlamda sese müzikal nitelik kazandırmak amacıyla verilen uzun bir eğitim sürecidir.
Sözlü eserlerin her türünün (Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Pop, Caz, Opera vb.) icrası
için gerekli olan daha kaliteli, etkili, sağlıklı bir ses üretmek ve sanatsal anlamda güzele ulaşmak
adına şan sanatına yönelik eğitimin gerekli unsurlarının bireylere kazandırılmasının bu anlamda
yaralı olacağını ifade etmek mümkündür.
Ses ve şan eğitimi kavramlarının anlamlarına uygun kullanılması, üzerinde durulması gereken
çok önemli bir konudur. Şan kavramının türe özgü verilen eğitime göre; TSM Şan Eğitimi, THM
Şan Eğitimi, Pop Müziği Şan Eğitimi, Opera Sanatı Şan Eğitimi vb. şeklinde daha sık
kullanılmasının bireylerde oluşan kavram karmaşasını ortadan kaldıracağı düşünülmektedir.
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ağustos 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 1 |
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijca