Ahlak ve ahlaki değer kavramları insanlık tarihi boyunca sorgulanan ve üzerinde tartışmaların devam ettiği dinamik bir konu olmuştur. Bu kavramlar özellikle toplumsal değişimin hızlandığı son yüzyılda Felsefe, Din Bilimleri, Sosyoloji, Psikoloji, Eğitim Bilimleri gibi Sosyal Bilimlerin tartıştığı ve üzerinde çok çeşitli araştırmaların yapıldığı bir alandır. Ahlaki değerlerin oluşmaya başlaması aile ile başlayan ve sonrasında kişinin toplumla kaynaşmasıyla oluşan informal bir süreçle başlar. Bu süreç daha sonra kişinin okula başlamasıyla birlikte formal bir boyut da eklenerek devam eder. Ahlaki değerlerin çocuğa kazandırılmaya çalışılması tercih değil insani bir zorunluluktur. Eğitimin sistematik hale gelmesiyle birlikte bireyin toplum içerisinde üstlendiği roller ve nitelikleri daha fazla sorgulanmaya başlanmıştır. Teknolojinin ve iletişim araçlarının hayatımızın her alanına girmesiyle birlikte bilgiye ulaşmak kolaylaşmış bunun yanı sıra beceri ve değer eğitimi daha fazla önem kazanmıştır. İdeal bir eğitimin insanı ahlakileştirme ve medenileştirme sürecinde önemli olduğu görüşü bilim çevrelerince sıklıkla kabul edilmektedir. Özünde “iyi insan” yetiştirme amacında olan eğitim kurumları bireye “İyi-Kötü” ya da “Doğru-Yanlış” gibi çıkarımları nasıl ayırt edebileceklerini kazandırmaya çalışmaktadır. Ahlaki ölçütlerin zaman içerisinde toplum yapısında meydana gelen değişimle birlikte çeşitlenmeye başladığı ve bunun sonucunda ahlak eğitimine bakış açılarının değiştiği görülmektedir. Bu durum ahlak eğitiminde kuramsal bir çerçeve çizilmesini zorlaştırmıştır. Ahlaki davranışların kültürden kültüre ya da toplumdan topluma farklılık gösterse bile değer açısından ortak içeriklerde buluşabileceği görüşü evrensel ahlaki değerler açısından ağır basmaktadır. Geçmişten günümüze ahlak eğitimi konusunda birçok bilim insanı tarafından evrensel ahlak ilkelerinin çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır. Özellikle son yıllarda evrensel ahlaki değerlerin neler olduğu ve bireye nasıl kazandırılması gerektiği konusu yüksek sesle tartışılmaya başlanmıştır.
Toplumsal ve küresel bazda yaşanan ahlaki yozlaşmanın gözle görülür şekilde artması ülkelerin çeşitli ahlaki sorunların yaşanmasına sebep olmuştur. Bu da insanları sorunun temel kaynağı olan bireyin çocukluktan itibaren ahlaki değer eğitiminin sorgulanmasına yöneltmiştir. Bireyin ahlaki gelişiminde önce ailenin sonra yaşadığı yakın çevrenin ve içinde yaşanılan toplumun çok önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Ahlaki anlamda iyi yetiştirilemeyen birey, yakın çevresinde başlayarak önce içinde yaşadığı toplumu sonrasında tüm insanlığa zarar verebilecek potansiyel bir tehlike olarak karşımıza çıkabilir. Özellikle kişilik gelişiminde, ahlaki değerlerin benimsenmesi ve bunun kalıcı olarak davranışa dönüşmesi açısından okul-aile işbirliği büyük önem arz etmektedir.
Yapılan bu çalışmanın amacı ortaokul öğrencilerinin evrensel ahlaki değerlere ne ölçüde sahip olduğu, bilişsel, duyuşsal ve davranışsal açıdan cinsiyet ve sınıf değişkenleri dikkate alınarak mevcut durumları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda araştırmada nicel araştırma yönteminden betimsel model kullanılmıştır. Betimsel tarama niteliğinde olan bu araştırmada ortaokul öğrencilerinin sahip olduğu evrensel ahlaki değer ve evrensel ahlaki değerlerin bilişsel, duyuşsal ve davranışsal alt boyutlarındaki düzeyler arasındaki ilişkilerin cinsiyet ve sınıf seviyeleri açısından puanlara göre düzeyleri saptanmıştır. Çalışma, Kocaeli ili Gölcük ilçesinde MEB’e bağlı beş devlet ortaokulunda toplamda 562 öğrenciye “10-13 Yaş Çocukları için Evrensel Ahlaki Değerler Ölçeği” kullanılarak uygulanmıştır. Uygulanan bu ölçek aracılığıyla çalışmanın sonucuna baktığımızda kız öğrencilerin erkek öğrencilere kıyasla “Bilişsel, Duyuşsal ve Davranışsal” düzeylerde ahlaki değerler puanlarının daha yüksek olduğu ve sınıf seviyesi yükseldikçe öğrencilerin evrensel ahlaki değer puanlarının bilişsel, duyuşsal ve davranışsal alanlara göre düştüğü saptanmıştır. Cinsiyet düzeyinde sadece davranışsal ahlaki değerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmezken; sınıf düzeyinde bilişsel ahlaki değerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. Kız öğrenciler ile 5. Sınıflar lehine evrensel ahlaki değer puanları toplamında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır.
The concept of moral values has been a dynamic issue that has been questioned throughout human history and on which discussions continue. The moral values that are desired to be brought to people through formal or non-formal education are often questioned due to the moral problems experienced in social life. It is seen that moral criteria have started to diversify with the change in the social structure over time, and as a result, their perspectives on moral education have changed. This situation made difficult to draw a theoretical framework in moral education.
Especially in recent years, the issue of what universal moral values are and how they should be brought to the individual has been one of the issues that educational institutions have worked on. The aim of this study is to determine to what extent secondary school students have universal moral values, by considering gender and class variables in terms of cognitive, affective and behavioral aspects and define their present situation. Thus, descriptive model which is one of the quantitive research method is used. The study was applied to a total of 562 students in five public secondary schools affiliated to the Ministry of National Education in Gölcük, Kocaeli, using the Universal Moral Values Scale. As a result of the study, it was determined that there was a significant difference in the sum of universal moral value scores in favor of female students and 5th grades. Within the scope of the study, it was determined that as the grade level of middle school students increased in terms of cognitive, affective and behavioral level at the grades of 5, 6, 7 and 8, moral value scores decreased.
Morality, Education, Moral Education, Universal Moral Values
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Kasım 2020 |
Kabul Tarihi | 17 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 6 Sayı: 1 |