İkinci sayımızı yayımlamaya hazırlanırken tüm dünyayı saran savaş, işgal, geri çekilme gibi birçok faktörün etkisiyle yine zorunlu ve düzensiz göç olaylarına tanık olmaya başladık. Gerçek amaçların perdelendiği zorunlu insan hareketliliğine, ülkelerin yerel veya ulusal çıkarlar dolayısıyla gerekli tepkileri göstermemelerine tanık olmak maalesef içimizi acıttı. Özellikle Batı ülkeleri ve onların güvenlik amaçlı kurdukları organizasyonlarının çifte standart ve hatta ikiyüzlü diyebileceğimiz politikalarının artık deşifre olduğu halde sürdürülmeye çalışılması da ayrı bir isyan kaynağımız oldu.
Geriye baktığımızda en önemli insan hareketi, Amerika Birleşik Devletleri’nde Demokratların iktidara gelmesiyle değişen ve Başkan Biden tarafından hayata geçirilen, önce Suriye daha sonra da Afganistan’dan Amerikan askerlerini çekme politikasıyla yaşandı. Ağustos 2021’de özellikle ABD ile işbirliği yapan Afgan askerlerinin Taliban korkusuyla İran üzerinden Türkiye’nin delik deşik olmuş sınırlarından akın ettiklerine tanık olduk. Bu genç, tek tip kıyafetler giymiş, nizami ordu kıtası halinde olan ve sayıları resmen açıklanmayan çok sayıda erkek göçmenin önce kim olduğunu anlayamadığımız gibi, daha sonra nerelerde ikamet ettiklerini de ancak bölük pörçük olarak medyaya yansıdığı kadar izlemeye başladık. Geleneksel çoban kimliğindeki Afgan göçmen profilinden çok farklı olarak bu zorunlu göçmenler üzerine henüz sistemli bir araştırma yapılmadığından, İnsan Hareketliği Uluslararası Dergisi olarak bu konuda araştırmaları yayımlamaya istekli olduğumuzu belirtmekle yetiniyoruz.
iklim mülteciliği 18 Aralık Dünya Göçmenler Günü Cenevre Sözleşmesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Göç, Sığınma ve Mülteci Hukuku, Göç Sosyolojisi |
Bölüm | Editoryal |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 1 |