The technology of producing meaning created by showing the image in motion is called cinema.
Since its emergence in 1895, motion pictures have been an art that causes people to think, to learn
about different cultures and even to establish emotional bonds with their actors. With the controlled
combination of sound and image elements, movies begin to gain a story. Between 1939 and 1945,
the use of radio for propaganda purposes and its effects on society during the Second World War
showed the importance of media tools. In the post-war period, motion pictures gained functionality
due to their ability to convey messages quickly and reach the masses. The development of the cinema
industry has also improved the script writing processes and made it compulsory for films with limited
time to be conveyed with narratives that can convey messages in the most effective way. Instead of
giving a direct message through direct expression, alternative narrative forms such as the use of
various symbols, camera angles, and even acting and costumes have been used to enrich the content.
These elements that enrich the content in terms of narrative are presented to the audience as signs.
This article analyzes the film based on semiotic analysis methods. The film analyzed semiotically by
making use of Ferdinand de Saussure’s understanding of sign and Roland Barthes’ management of
signification is the 1996 film Eşkıya, written and directed by Yavuz Turgul. Specific scenes, events
and characters selected from the film will be analyzed semiotically.
Görüntünün devinimli şekilde gösterilmesiyle oluşturulan anlam üretme teknolojisine sinema
denilmektedir. Sinema filmleri ortaya çıktığı 1895 yılından günümüze insanların düşünmesine, farklı
kültürler hakkında bilgi sahibi olmasına hatta oyuncuları ile duygusal bağ kurmasına sebebiyet veren
bir sanat olmuştur. Ses ve görüntü öğelerinin kontrollü bir biçimde bir araya getirilmesi ile filmler
öykü kazanmaya başlar. 1939-1945 yılları arasında radyonun propaganda amacı ile kullanılması ve
İkinci Dünya Savaşı sürecinde toplum üzerinde olan etkilerinin görülmesi medya araçlarının önemini
göstermiştir. Savaş sonrası dönemde de mesajı hızlı aktarabilme, kitlelere erişebilme gibi özellikleri
sebebinden dolayı sinema filmleri işlevsellik kazanmıştır. Sinema endüstrisinin gelişimi senaryo
yazım süreçlerini de geliştirmiş ve kısıtlı süre içeren filmlerin en etkili biçimde mesaj iletebilecek
anlatılarla aktarılmasını zorunlu kılmıştır. Sinema filmlerinde düz anlatım ile doğrudan mesaj vermek
yerine çeşitli semboller, kamera açıları kullanımı, oyunculuk ve kostüm kullanımı gibi alternatif
anlatı biçimleri ile içerik zenginleştirilmeye çalışılmıştır. İçeriğin anlatı bakımından zenginleşmesini
sağlayan bu öğeler gösterge olarak izleyicilerin karşısına çıkar. Bu makalede göstergebilimsel
çözümleme yöntemleri esas alınarak film analizi yapılmıştır. Ferdinand de Saussure’ün göstergebilim
kuramı ve Roland Barthes’ın anlamlandırma yönetiminden yararlanılarak göstergebilimsel analizi
yapılan film, senaryosunu Yavuz Turgul’un yazdığı ve yönettiği 1996 yapımı Eşkıya filmidir. Bu
makale kapsamında film içerisinden seçilen belirli sahneler, olaylar ve karakterler göstergebilimsel
olarak analiz edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güzel Sanatlar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 8 Sayı: 16 |