Üretilenin hızla tüketildiği, keşfedilenin çabuk benimsendiği,
popülariteye paralel olarak yeniye ve farklıya olan ilgimizin en üst seviyede
olduğu; Teknoloji çağında yaşamaktayız. İnsanlık tarihi boyunca süregelen tüm
çağlarda insanoğlunun ihtiyaçları, merak etme ve tatmin duygusu; keşif ve
buluşların anahtarı olmuştur. “Nasıl ki ilk çağlarda en önemli buluş ateşin
keşfi ise, yapay zekâ da günümüzün en önemli projesidir” (Aydın ve Değirmenci,
2018: 25). İnsanlığın diğer tüm varlıklardan en güçlü farkı beynidir ve bu gücü
etkin kullanmak çağların değişmesini sağlamıştır. Günümüzde yaşamakta olduğumuz
teknoloji çağının en önemli buluşlarından biri de “Yapay Zekâ” teknolojisidir. Yapay
zeka kavramından son yıllarda sıkça bahsedilmektedir. Aslında yapay zeka
kavramı bu kadar yeni bir kavram değil, aksine yapay zekanın ortaya çıkışı çok
eski dönemlere dayanmaktadır. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak çeşitli yapay
zeka programları oluşturulmuş ve robotlar yapılmaya başlanmıştır. Bu
gelişmelerin hemen ardından derin öğrenme ve doğal dil işleme gibi kavramlar da
gündeme gelmiştir ve yapay zekayı konu alan filmler yapılmıştır. Bu özellikler
robotlara kazandırılmaya başlanmıştır ve şimdiki “yapay zeka” kavramına
ulaşılmıştır. Yapay zekâ ile teknolojinin aynı doğrultuda ilerlemesiyle
birlikte teknolojinin olumlu ya da olumsuz her türlü özelliğini yaşadığımız bu
çağda, yapay zekâ kavramını tüm yönleriyle ele alabilmemiz, ön görülü olmamızı
ve daha temkinli davranmamızı sağlayacaktır. Bu çalışmada yapay zekanın tanımı,
gelişimi, uygulamaları, yapay zekanın günümüzdeki durumu, yapay zekanın yeni
medya ile ilişkisi, 2001 yılında çıkarılan “Yapay Zeka” (A.I. Artificial
Intelligence) filmi konu kapsamında çözümlenerek değerlendirilecek ve filmden
hareketle robotların insanlar gibi birtakım duygulara sahip olup olamayacağı üzerinde
durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 29 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 2 |