Araştırmanın amacı, profesyonel voleybolcuların kulüplerine olan örgütsel bağlılık düzeylerini ölçmektir.
Bu araştırma, tarama modelinde bir araştırmadır. Çalışma grubunu 1. ve 2. Ligde voleybol oynayan 100 sporcu oluşturmaktadır. Katılımcılara demografik bilgiler sorulmuş ve 18 sorudan oluşan örgütsel bağlılık ölçeği uygulanmıştır. (Güllü, 2014) Ölçek; duygusal, normatif ve devam bağlılığı olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır.
Katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarını belirlemek için yüzde, frekans ve çapraz tablo yöntemleri kullanılmıştır. Ölçeğin alt boyutlarının normal dağılım gösterip göstermediğini test etmek amacı ile Kolmogrov-Smirnof testi yapılmış ve bunun neticesinde Örgütsel Bağlılık ölçeğinin tüm alt boyutlarının normal dağılım göstermediği anlaşılmıştır. (p<0.05). Buna göre α = 0.05 anlamlılık düzeyinde 2 değişkenli veriler için Mann Whitney U testi, 2’ den fazla değişkenler için ise Kruskal Wallis testi uygulanmıştır. Gruplar arasındaki farkı tespit etmek amacıyla Post-Hoc testleri kullanılmıştır.
Bulguların değerlendirilmesinden elde edilen sonuca göre; cinsiyet, gelir, yaş ve medeni durum değişkenlerine göre kulüpte oynayan sporcuların örgütsel bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılığa rastlanmazken (p>0.05); katılımcıların örgütsel bağlılık düzeyleri ile öğrenim durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0.05), örgütsel bağlılık ölçeğinin devam bağlılığı alt boyutunda üniversite mezunu katılımcılar, lise mezunu katılımcılardan daha yüksek skor elde etmişlerdir.
Örgütsel bağlılık literatüründe, en çok olması istenen bağlılık türü duygusal bağlılık türüdür, bunu normatif bağlılık takip eder. Çalışmamızın sonuçlarına göre; profesyonel voleybolcular, çalıştıkları kulüp için duygusal ve normatif bağlılık geliştirememişlerdir. Devam bağlılığı ise literatürde, örgütten ayrılmanın maliyeti ile ilgili farkındalık durumu olarak tanımlanmaktadır ve işten ayrılma niyeti ile negatif ilişki içerisindedir. Dolayısıyla, profesyonel voleybolculardan üniversite mezunu olanların lise mezunu olanlara göre daha yüksek düzeyde devam bağlılığı hissetmelerinin eğitim ile kazanılan bilinç düzeyi ile ilgili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
The purpose of this study is to measure professional volleyball players' levels of organizational commitment to their clubs. The research was conducted in the survey model. The study group was composed of 100 athletes who are playing in League 1 and League 2. The participants were asked about their demographics and applied with the 18-question organizational commitment scale (Güllü, 2014). The scale comprises of three subdimensions: affective, normative and continuance commitment. Percentage, frequency, and crosstab methods were used to find about the distribution of participant demographics. To test whether subdimensions of the scale exhibits a normal distribution, the Kolmogorov-Smirnov test was performed, and it was understood as a result that not all subdimensions of the Organizational Commitment Scale exhibited normal distribution (p<0.05). Accordingly, Mann-Whitney U test and Kruskal-Wallis test were applied for two-variable data at the significance level of α = 0.05 and multi-variable data respectively. Post-Hoc tests were utilized for finding the difference between the groups. According to the results obtained by the examination of the findings, no significant difference was found between organizational commitment levels of the athletes playing at a club by their genders, income, ages and marital statuses while a statistically significant difference was found between participants' organizational commitment levels and their educational levels (p<0.05) and the participants who graduated from a university had higher scores than the participants who graduated from a high school in the continuance commitment subdimension of the organizational commitment scale. In the literature of organizational commitment, the most desired type of commitment is affective commitment which is followed by normative commitment. According to the results of this study, the professional volleyball players had not been able to develop either emotional or normative commitment to their clubs. Continuance commitment, on the other hand, is defined as the awareness of the cost of leaving the organization in the literature, and it is in a negative relationship with the intention of quitting the job. It is therefore concluded how professional volleyball players who graduated from a university felt higher levels of commitment than those who graduated from a high school is about the level of awareness acquired with education.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.