Olivier Roy Avrupa’ya Müslüman göçünün ilk sonucunun köken kültüründen kopuş olduğunu belirtir. Roy “Yeniden İslamileşme” adını verdiği bu süreci tahlil ederken bakış açısının merkezine Avrupa’da yaşayan Müslümanları koyar. Roy’un merkeze Müslümanları koyarak yaptığı çözümleme kendi içinde tutarlı olsa da ağırlıklı olarak tek yönlü analitik bir bakış açısına dayanıyor. Fakat günümüzde artık Avrupa ve İslam kimliği söz konusu olunca üç yönlü bir analiz yapılması zorunlu hale geliyor. Göç sürecinin ilk aşaması Avrupa’yı aktif bir özne olarak öne çıkarırken Müslüman nüfusu pasif konumda bırakıyordu. İkinci aşamada Müslüman nüfus aktif olarak sürece dâhil oldu. Bu durum aynı zamanda Roy’un “Yeniden İslamileşme” diye tarif ettiği sürecin başlangıcıydı. Üçüncü aşamada ise Yeniden İslamileşme süreci, köken kültürlerinin sürece aktif olarak katılmasıyla yeni bir aşamaya evriliyor. Günümüzde globalleşen şartlar, İslami yerli dinamiklerin aktif olarak yeniden devreye girmesini sağlıyor. Siyasal, sosyal, kültürel ve bilimsel olmak üzere birçok alanda kendini gösteren bu sürecin en belirgin özelliği göçmen nüfusla tekrar irtibat kurulmasıdır. Müslüman ülkeler Avrupa’daki Müslüman göçmenlerle irtibatın kopmasını asimilasyon olarak görmektedirler. Bundan dolayı kopan geleneksel bağları modern şartlarda yeniden tesis etme eğiliminde bulunmaktadırlar. Bu durumda Avrupa’daki İslami varlığı sosyolojik olarak çözümlemek üçlü bir bakış açısının aynı anda değerlendirilmesini zorunlu kılıyor. Yani Avrupa ve Avrupalı Müslümanların yanında üçüncü bir özne olarak yerli İslami kültürlerin de bağımsız bir faktör olarak ele alınması gerekiyor. Bu çalışmada Türkiye’deki sosyal bilim uzmanlarının Avrupa’daki İslam varlığına yaklaşımlarından yola çıkarak bu faktör hakkında ipuçları yakalamaya çalışılmaktadır. Aynı zamanda Avrupa’daki İslami kimlik, Entegrasyon, laiklik, özgürlük, dini çoğulculuk gibi süreçler hakkında güncel veriler sunmayı amaçlanmaktadır. Ayrıca köken kültürleri üzerinden yeniden tesis edilen iletişim ağının niteliği hakkında ipuçları sağlamak hedeflenmektedir. Çalışma, tüm veriler birlikte değerlendirilince Avrupa’daki İslami varlık hakkında Türkiye’den panoramik bir görüntü yakalama imkânı sağlıyor. Çalışmadaki veriler birebir iletişim yoluyla elde edilen bilgilere dayanıyor.
Olivier Roy indicates that the first result of the Muslim immigration to Europe is the break from the culture of origin. While analyzing this process that he called “re-Islamization”, Roy focuses on the Muslims living in Europe. Although Roy’s analysis - focusing on the Muslims- is consistent within itself, it is based on a one-way analytical perspective. Today, however, conducting a trilateral analysis becomes compulsory when it comes to Europe and the Muslim identity. While the first stage of the migration process was naturally bringing the “Europe” forward as an active subject, it used to leave the Muslims in a passive position. In the second stage, the Muslim population was involved in the process actively. This case was also the beginning of the process which was described as "Re-Islamization" by Roy. Nevertheless, in the third stage, the process of re-Islamization evolves into a new phase with the active participation of the culture of origin in the process.
The globalized conditions today ensure effective re-activation of the local Islamic dynamics. The most prominent feature of this process distinguishing itself in many areas including political, social, cultural and scientific areas, is the contact re-ensured with the migrating population. Muslim countries consider the breaking-off of contact with the Muslim immigrants in Europe as assimilation. Therefore, they have a tendency to re-establish the traditional ties disconnected in modern conditions. In such case, analyzing the Islamic presence in Europe in sociological terms requires the simultaneous evaluation of a triple perspective. Namely, in addition to the Europe and European Muslims, the local Islamic culture also needs to be addressed as a third subject and independent factor.
Social sciences experts constitute one of the most important dynamics of the third subject. Since these experts' opinions are supported by scientific data, their sphere of influence becomes wider. This study addresses the approaches adopted by social science experts in Turkey on the presence of Islam in Europe. Besides, this study aims to provide current data about the processes such as contemporary Islamic identity, integration, secularism, freedom and religious pluralism in Europe. It also aims to provide clues about the nature of the communication network re-established over the cultures of origin. When all data are evaluated together, the study ensures opportunity for capturing a panoramic image about the Islamic presence in Europe from Turkey. The study data are based on the information obtained through peer to peer communication.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.