Yaşanılan sosyo- kültürel gerçeklik içinde kadın ve erkeğin yapabileceği
işler konusunda bazı ayrımlar söz konusudur. Bu ayrımlar toplumsal yaşamın
organizasyonunu sağlayabilmek adına oluşan işbölümü olarak ifade edilebilir.
İşbölümü toplumsal yaşamın sürekliliği için gerekli olduğundan kadın ve erkeğin
farklı rolleri meşruiyet kazanır. Toplum ise işbölümü ile organize olurken
kadın ve erkeğin de varlık amacı bu organizasyonu birlikte sürdürebilmek
olmuştur. Toplumsal yaşamın rutini dahilinde erkek ve kadın cinsiyeti arasında
toplumsal yaşama katılma düzeyi açısından farklılıklar oluşur: Her iki cinsin
toplumsal alanda temsiliyetleri farklılaşır. Bu temsiliyetler ile geçmişten
günümüze kadın özel alanın öznesi haline gelirken erkek ise kamusal alanın
öznesi olarak kabul görmüştür. Bu durum toplumsal hafızada işbölümü kaynaklı
olmakla birlikte genel- geçer bir yaklaşım olarak yerleşmiştir. Kamusal alanda
iki cins temelindeki bu yaklaşım toplumsal cinsiyet eşitsizliği görünümüne
neden olmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği erkeğin önceliğini, kadının
ise geri planda kalmasını sağlayan bir durum olarak özellikle de ekonomik
etmenlerin itici gücüyle gerçekleşen kadına şiddetin de sebeplerinden biri
haline gelmiştir. Kadına şiddet olgusuna karşı kadın algısının ortaya konduğu
bu çalışmada şiddet görmüş 15 farklı sosyal yaşantılara sahip kadının şiddete
karşı algıları ve bakış açıları ortaya konmaya çalışılmıştır. Toplumsal
cinsiyet temelinde kadının yeri ve konumunun öneminin de kadınlar tarafından
nasıl algılandığının nitel olarak analiz edildiği çalışmada, kadının ekonomiye
katkısı, sahip olunan eğitim düzeyinin ve kadının şiddet geçmişinin, kadına
şiddete karşı kadın algısını etkileyen bir faktör olduğu ortaya konmuştur.
There are some differences between the tasks that
women and men can do within the present socia-cultural reality. These
differences can be expressed as division of labor for the organization of
social life. Since the division of labor is necessary for the continuity of
social life the different roles of women and men gain legitimacy. While society
organizes itself with the help of division of labour, women and men live for
the continuity of this organization. Within the routine of social life men and
women share different participation rates: both sexes’ representation in the
social area changes. In the context of these representations while women have
become the subject of private area, men are accepted as the subject of public
area. Although this situation is originated from the division of labour the
social memory accepts it as a common attitude. This attitude towards two sexes
causes a so-called social gender inequality. This inequality seems as a
situation that gives rise to the priority of men. And this is one of the
reasons of violence to women which occur as a result of economical
factors. In this work which presents
women’s perspective on the fact of violence to women, it is tried to show the
views of fifteen women from different social lives who exposed to violence. In
this study, which analyses qualitatively how women perceives their role and the
importance of their place based on the fact of violence to women, women’s
contribution to economy is examined and also
it is shown that the education level effects the women’s perspective on the
violence to women.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.