ABD ve diğer NATO güçlerinin çekilme sürecinin hızlanmasıyla birlikte Afganistan, dünya kamuoyunun en önemli gündem maddelerinden biri olmuş durumda. Çin ve Pakistan himayesinde devam eden Taliban ilerleyişi, Batılı başkentlerde olduğu gibi beş Orta Asya ülkesinde de endişeyle izlenmekte. Bölge ülkeleri gerek Taliban Afganistan’ını gerekse Taliban hâkimiyeti sonrası ülkenin özellikle kuzey bölgelerinde etkinliğini artıracağı varsayılan El-Kaide, Horasan İslam Emirliği (IŞİD), Özbekistan İslami Hareketi, Türkistan İslami Hareketi gibi aşırılık yanlısı cihatçı örgütleri, ulusal güvenlikleri bakımından bir tehdit olarak algılamaktadır. Makalede; bölge ülkelerinin Afganistan krizine bakış açıları ve tehditler karşısında aldıkları önlemlerin yanı sıra Afganistan’dan çekilen ABD’nin Orta Asya hükûmetlerinden talep ettiği üsler konusu ele alınmaktadır. 2001’den bugüne Batılı güçler için çalışan “tercümanlar”ın komşu ülkelere güvenli bir şekilde yerleştirilmesi de ABD’nin talepleri arasındadır. Ülkemizde gündeme gelmeyen ancak Washington, Moskova ve Orta Asya başkentlerinde ciddi biçimde tartışılan üs talebi konusu makalede etraflıca incelenmiştir. Afganistan’da yaşananlar aslında ABD-Çin çekişmesinin bir yansımasıdır. Çin, 21. yüzyıla damgasını vuracak Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin güvenliğini ve işleyişini garanti altına almak için hem Orta ve Güney Asya’da hem de Orta Doğu’da “Pax China” olarak adlandırdığımız yeni bir dünya sistemi inşa etmek istemektedir. Bir Kuşak Bir Yol’un en önemli koridoru CPEC, şah damarı ise Pakistan’ın Gwadar Limanı’dır. Yeni dünya düzeni; bu projede yer alan ülkelerle bu projeyi engellemek isteyen ABD, Hindistan, Japonya gibi güçler arasındaki çatışmanın seyrine göre şekillenecektir. Brezinski’nin 90’lı yıllarda sözünü ettiği Büyük Satranç Tahtası artık Orta Asya’dır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2021 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 6 |