Her toplum kendi geleceklerini bir adım daha ileriye taşımak ve toplumsal huzuru sağlamak amacıyla çocukların korunmasına yönelik çeşitli politikalar geliştirir. Çocukların geleceği biçimlendirme potansiyelleri göz önünde bulundurulduğunda; çocuk demek ailenin devamı, ailenin devamı ise toplumun devamı demektir. İnsan hakları ve çocuk hakları kapsamında çocukların fiziksel ve sosyal ihtiyaçları en üst seviyede karşılanmalıdır. Bu gerekçeyle çocuğun eğitimi, bakımı, korunması, geleceğe hazırlanması, sağlığı ve bu alanlarda oluşturulacak tüm yatırımlar, devlet tarafından yürütülmesi gereken bir sosyal devlet sorumluluğudur. Devletlerin yürüttüğü bu yatırımların pay edildiği en hassas çocuk grubu ise dezavantajlı gruplara dahil olan koruma ve bakım altındaki çocuklardır. Ülkemizde yıllar boyunca koruma ve bakım altındaki çocukların sosyalizasyon süreçlerinde çeşitli fiziksel yapılarda toplumsal entegrasyonları sağlanmaya çalışılmıştır. Bu kurumlarda temel amaç korunmaya muhtaç çocukların toplumsal uyumunun nasıl sağlanacağı ve toplusal değerler sistemi içerisinde çocukların nasıl yetiştirileceğiyle ilgili en verimli sistemi kurma çabasıdır. Bu bağlamda çocukların yetiştirildikleri fiziksel mekânlar onların gelişimlerinde en önemli faktörlerden biridir. Bu nedenle son yıllarda çocuk hizmetlerine yönelik geliştirilen politikalar sayesinde çocukların eğitiminin, fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin önündeki engellerin kaldırılması amacıyla, ekonomik gücü yetersiz ailelere yönelik ekonomik destekle çocuklar koruma altına alınmadan önce ayni ve nakdi yardımlarla aile yanında desteklenerek toplumsal hizmetlerden yararlandırılmaya çalışılmaktadır. Bunun yanı sıra yine son yıllarda çocukların yetiştikleri yurt ve yuvalar kapatılarak diğer bir deyişle koğuş sistemi terk edilerek ev tipi hizmet modelleri ya da aile yanında hizmet modelleri uygulamaya alınmıştır. Ev tipi hizmet modeli, koğuş tipi yuva ve yurt modelinin, çocuğu geleceğe hazırlamada yetersiz kalması, daha az sayıda çocukla birebir ve daha yakın ilginin gerekliliği gibi iyileştirilmesi gereken sorunların doğmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu nedenle kurum bakımına alınan çocuklar büyük ve kalabalık koğuşlardan, sayıca daha az çocukla oda sisteminde yetişmeye başlamış ve kendi bireysel alanlarını oluşturma fırsatı bulmuşlardır. Ev tipi hizmet modelleri birçok açıdan çocukların psikolojik, fizyolojik ve sosyolojik gelişimlerini olumlu etkilemektedir. Çocukların toplumsal hayata kolayca adapte olmaları, komşuluk ilişkilerini öğrenmeleri, kurum bakımından sonrada kendilerine sağlıklı bir ev ortamı oluşturmaları bu projenin belli başlı olumlu sonuçları arasındadır. Bu çalışmanın temel amacı ise ülkemizde son yıllarda 5395 ve 2828 sayılı kanunlarla koruma ve bakım altında yetişen çocukların geçmişte yetiştikleri koğuş sistemi denilen fiziki şartlarda fark edilen olumsuzluklar ve yeni bir yetiştirme ortamı olan ev tipi hizmet modellerinin olumlu ve olumuz yanlarını ortaya koymaktır.
Each society develops various policies for the protection of children in order to move their own future one step further and to provide social peace. When the potential for children's future shaping is taken into account; the child means the continuation of the family, and the continuation of the family means the continuation of the community. Children's physical and social needs within the scope of human rights and children's rights should be met at the highest level. For this reason, education, care, protection, preparation for the future, health and all investments to be made in these areas are a social responsibility that must be carried out by the state. The most vulnerable group of children in which these investments are carried out by the States is children under protection and care, which are included in disadvantaged groups. Throughout the years in our country, social integration of various physical structures has been tried to be provided in the socialization processes of children under protection and care. The main purpose of these institutions is to establish the most efficient system of how to ensure the social harmony of children in need of protection and how to raise children in the system of collective values. In this context, the physical spaces in which children are raised are among the most important factors in their development. For this reason, with the policies developed for children's services in recent years, the economic support for families with insufficient economic power has been tried to benefit from social services by supporting the families with the same kind of money and cash benefits before the children are protected, in order to remove obstacles in front of their physical and psychological development. In addition to this, in recent years, the dormitories and the houses where the children are raised have been closed, in other words the ward system has been abandoned and the home service models or the family service models have been applied. The domestic service model has emerged as a result of problems that need to be addressed such as the ward-type home and dormitory model, such as the inability of the child to prepare for the future, and the need for individuality and closer attention with fewer children. For this reason, the children who were taken for institutional care started to grow in the room system with fewer children from large and crowded wards, and they had the opportunity to create their own individual spaces. Home-based service models positively affect children's psychological, physiological and sociological development in many ways. It is one of the major positive results of this project that children should be easily adhered to social life, learning about neighborhood relations and establishing a healthy home environment after their institutional care. The main aim of this study is to reveal the positive and negative sides of the negativities observed in the physical condition of the children who were raised under protection and care by the laws of 5395 and 2828 in the past years and the new model of the home service models.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 9 |