1923-1929 döneminin iktisadi gelişmesinin en belirgin iki temel özelliği, genç Cumhuriyetin dünya içinde nasıl bir yer tutacağını belirleyen Lozan Antlaşması ile 1929 yılında başlayan ve dünya ekonomisini derinden sarsacak olan büyük bunalımdır. Ulusal bağımsızlık açısından son derece önemli bir sorun olan kapitülasyonlar, 28.madde ile, Lozan Barış Antlaşması ile çözülürken, Osmanlı borçları ile dış ticaret gümrük hükümranlığı sorunları henüz çözülememiş idi. Lozan’ın getirdiği iktisadi hükümler, bir dış ticaret politikasını imkansız kılıyor; gümrük gelirlerindeki azalma ve arkaik bir uygulama olan aşarın kaldırılması devlet gelirlerini sınırlıyordu. 1929 yılında Lozan’ın getirdiği kısıtlamaların kalkmasına karşın aynı yıl başlayan dış borç ödemeleri ve buhranın ilk olumsuz etkileri Cumhuriyetin daha başlangıçta iktisat politikalarını etkileyecek sınırlamalar olarak gündeme gelmiştir. 1923-1929 dönemini iktisadi açıdan karekterize eden temel sektör tarımsal üretimdir. Cumhuriyet yönetimine, Osmanlı İmparatorluğu’ndan pek çok sorunla yüklü bir tarımsal yapı bakiye kalmıştır. Uzun savaş yıllarında tarımsal üretim büyük ölçüde azalmış, nüfusun demografik yapısı savaşlar nedeniyle değişmiş, başta iş hayvanları olmak üzere üretim araçlarının büyük bir bölümü yok olmuştu. Başka bir deyişle, Türkiye 1920'lerin başında buğday, un, şeker gibi temel tüketim mallarının büyük bir kısmını ithal etmek sorunuyla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu da toplam ithalatın 1/4'nü oluşturmakta idi. Oysa ihracatın %80'i 4-5 kalem tarımsal üründen ibarettir. Tarıma ilişkin 1920’li yılların başında gözlenen bu tablo, 1923-1929 döneminde sağlanan gelişmeler sayesinde tersine dönecektir. Uzun süren savaş yıllarında %50’ler düzeyine ulaşan üretim düşüşlerine rağmen, 1923’ü izleyen birkaç yıl içerisinde savaş öncesi üretim miktarlarına ulaşılmıştı. 1923-1929 döneminin iktisadi gelişmesinin en belirgin iki temel özelliği, genç Cumhuriyetin dünya içinde nasıl bir yer tutacağını belirleyen Lozan Antlaşması ile 1929 yılında başlayan ve dünya ekonomisini derinden sarsacak olan büyük bunalımdır. Ulusal bağımsızlık açısından son derece önemli bir sorun olan kapitülasyonlar, 28.madde ile Lozan Barış Antlaşması ile çözülürken, Osmanlı borçları ile dış ticaret gümrük hükümranlığı sorunları henüz çözülememiş idi. Lozan’ın getirdiği iktisadi hükümler, bir dış ticaret politikasını imkânsız kılıyor; gümrük gelirlerindeki azalma ve arkaik bir uygulama olan aşarın kaldırılması devlet gelirlerini sınırlıyordu. 1929 yılında Lozan’ın getirdiği kısıtlamaların kalkmasına karşın aynı yıl başlayan dış borç ödemeleri ve buhranın ilk olumsuz etkileri Cumhuriyetin daha başlangıçta iktisat politikalarını etkileyecek sınırlamalar olarak gündeme gelmiştir.
The two most important characteristics of the economic development of the 1923-1929 period are the great crisis that began in 1929 with the Treaty of Lausanne, which determines how the young Republic will take place in the world, and which will shake the world economy. While the capitulations, which are a very important problem for national independence, were solved with the 28th article by the Lausanne Peace Treaty, the problems of Ottoman debts and foreign trade customs governance were not solved yet. The economic provisions imposed by Lausanne make a foreign trade policy impossible; the reduction in customs revenues and the elimination of the archaic practice, limiting government revenues. Despite the abolition of the restrictions imposed by Lausanne in 1929, foreign debt payments and the first negative effects of the crisis started on the agenda in the beginning of the Republic. The main sector that characterizes the period between 1923-1929 is agricultural production. The Republican administration, the Ottoman Empire with a lot of problems loaded with a balance of agricultural structure remained. During the long war years, the agricultural production was greatly reduced, the demographic structure of the population changed due to the wars, and the majority of the means of production, especially business animals, had disappeared. In other words, Turkey early 1920s, wheat flour, to import a large part of basic commodities such as sugar are faced with the problem. This was 1/4 of the total imports. However, 80% of the exports consist of 4-5 pencil agricultural products. This table, which was observed at the beginning of 1920s regarding agriculture, will be reversed by the developments in 1923-1929 period. In the years after 1923, pre-war production was achieved in the years following 1923, despite production reductions of up to 50% during long war years. The two most important characteristics of the economic development of the 1923-1929 period are the great crisis that began in 1929 with the Treaty of Lausanne, which determines how the young Republic will take place in the world, and which will shake the world economy. While the capitulations, which are a very important problem for national independence, were solved by the Treaty of Lausanne with Article 28, the problems of Ottoman debts and foreign trade customs governance were not solved yet. The economic provisions imposed by Lausanne make a foreign trade policy impossible; the reduction in customs revenues and the elimination of the archaic practice, limiting government revenues. Despite the abolition of the restrictions imposed by Lausanne in 1929, foreign debt payments and the first negative effects of the crisis started on the agenda in the beginning of the Republic.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 16 |