تميز الأدب الجاهلي بكثرة ظهور الشعراء، وقد لَقِيتْ أشعارُهم اهتماما كبيرا في كل العصور حتى أن العرب كانوا يعلقون قصائد بعض الشعراء على جدارن الكعبة إظهارا لتعظيمها وبيانا لمكانتها، وقد كان امرؤ القيس ممن علقت قصيدته المشهورة (قِفا نبك) على جدار الكعبة. وكان متوقد الفهم، أشعر شعراء العرب، ووالده كان أميراً على بني أسد فقتلوه، فحمل على كتفه الثأر لأبيه. قاتلهم في عدة مواضع ثم عزم على المسير إلى ملك الروم قيصر يستنجده ويطلب العون منه. وقد قمت في هذا البحث بدراسة الأشعار التي تتعلق بهذه الرحلة دراسة تحليلية لأقف على الأحداث التي عاشها الشاعر امرؤ القيس أثناء رحلته، ولأدرس الأثر الذي تركته هذه الرحلة في شعره، هل طرأ على منهجه الشعري أي تغيير؟ وقد توصل البحث إلى أن موت أبيه ترك أثراً كبيراً في شعره، فقد تغيرت حياته جذريًا بعد مقتل والده، حيث ترك حياة الترف واللهو والصيد ومغامراته العاطفية والتشبيب بالنساء وانطلق في رحلة للثأر واستعادة ملكه، مما أثرى تجربته الحياتية والشعرية بشعر يأخذ طابع الثأر والانتقام. وقد اعتمدت في بحثي هذا على المنهج التحليلي من خلال دراسة النصوص الشعرية وتحليل مضامينها، وربطها بالأحداث التاريخية التي أثرت على تجربة امرؤ القيس الشعرية والإبداعية، بهدف تقديم رؤية شاملة عن شعره الذي يتعلق برحلته إلى قسطنطينية.
أشكركم على جهودكم
Pre-Islamic Arabic literature is notable for its rich tradition of poetry and the significant esteem poets held within Arab society. Notably, some poets achieved such prominence that their works were celebrated by being displayed on the walls of the Kaaba, reflecting both respect and admiration. Among these was the celebrated poet Imru' al-Qays, renowned for his sharp intellect, deep insight, and status as one of the most distinguished poets in Arab literary history. Following the assassination of his father, the prince of the Banu Asad tribe, Imru' al-Qays devoted himself to avenging his father's death. His quest for justice involved engaging in battles against his father's killers and later seeking the support of the Roman Emperor. This study examines the life events of Imru' al-Qays, focusing on his journey and its influence on his poetic output. Through an analysis of his poetry, the research explores how his father's death marked a turning point in his life, steering him away from indulgence and leisure toward a path defined by vengeance and political ambition. This transformation significantly impacted his poetic themes, infusing his works with motifs of revenge, resilience, and retribution. The study employs a textual analysis of Imru' al-Qays's poetry, correlating historical events with his creative expressions. Special attention is given to the poems associated with his journey to Constantinople, offering a nuanced understanding of the interplay between his personal experiences and his literary evolution. The findings highlight the profound impact of his quest for justice on his poetic style and thematic focus, contributing to a deeper appreciation of his legacy in pre-Islamic literature.
İslam öncesi edebiyat, şairlerin bolluğu ile ayırt edilir ve onların şiirleri her çağda büyük ilgi görürdü. Öyle ki Araplar, onları yüceltmek için ve saygılarının bir göstergesi olarak bazı şairlerin şiirlerini Kabe'nin duvarlarına asarlardı. İmruülkays’ın, ünlü şiiri "Kıfâ Nebki" de Kabe'nin duvarına asılan şiirlerden biriydi. Zeki, anlayış bakımından kabiliyetli ve Arapların en iyi şairlerindendir. Beni Esad’ın prensi olan babası öldürüldükten sonra omuzunda babasının intikamını taşıdı. Babasını öldürenlerle birkaç yerde savaştı. Sonra yardım istemek için Roma Kralı Sezar'a gitmeye karar verdi. Bu araştırmada, İmruülkays’ın, yolculuğu sırasında yaşadığı olaylar üzerinde durulmuş ve yolculukla ilgili şiirleri analitik olarak incelenmiştir. Şair, divanında, Arap Yarımadası'ndan İstanbul'a uzanan meşakkatli yolculuğu anlatan dört şiir ve üç eser bırakmıştır. Bu araştırmada şair İmru’ul-Kays'ın Arap Yarımadası'ndan başlayıp, Gaziantep, Adana, Aksaray ve Ankara üzerinden geçerek İstanbul'a yaptığı yolculukta yaşadığı olaylara vakıf olmak amacıyla yolculukla ilgili şiirlerini inceledim. Araştırmanın ele aldığı konular arasında şu sorunun cevabı da yer almaktadır: İmruülkays, Roma'nın Büyük Sezar'ı ile görüştü mü, yoksa ona ulaşamadan öldü mü? Bu konuda eleştirmenler iki gruba ayrılmaktadır; birinci grup bu çelişkisiyi onaylarken, ikinci grup reddediyor. Bu çalışmamızda her iki grup için de kanıtlar sunuldu. O’nun Ankara'daki Hıdırlık Tepesi’nde öldüğünü her iki grup da doğruladı.
Teşekkür ederim
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 9 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 13 |