Şehir, sadece mimarî eserler, parklar, bahçeler, yalılar, sebiller, sanat yapıtları vb. fizikî unsurlardan oluşmaz. Bir de folklor, edebiyat, mûsikî, mimarî gibi şehrin ruhunu temsil eden diğer unsurlar vardır. Bir mimarî eser o şehrin maddî bir unsuru olsa da o eseri var eden, ortaya koyan mimarî anlayış onun ruhudur. Âşık kahveleri, yaren dernekleri yapısal olarak maddî olsa da onları bir araya getiren felsefe o şehrin ruhunu bize gösterir. Saz şairleri, edebiyatçıları, sair sanatçıları, oyuncuları, onların ortaya koyduğu eserler ve yazdıkları her şey, o şehrin ruhunu temsil ve ifade ederler. Bu ikisi bir araya geldiğinde bir şehir adından söz ettirir, kendini tarihe yazdırır. İşte şehre kimlik kazandıran, ona ruh ve hayat veren unsurlardan biri de şehirle özdeşleşen mûsikîsidir. Tarihte adından övgüyle bir şekilde söz ettirmiş önemli şehirlere bakıldığında onlarla özdeşleşen, oranın aynası olan mûsikîşinasların ve mûsikî eserlerinin de var olduğunu görüyoruz. Demem o ki şehir (medîne) ile mûsikî arasında sıkı bir ilişki vardır ve olmuştur. Bu metinde, işte bu ilişki tarihsel örneklerle irdelenecek ve bir şehrin mûsikî zenginliğine katkı için nelerin yapılması gerektiği konusunda düşünceler ortaya konacaktır.
City does not only consist of pysical elements such as architectural works, parks, gardens, mansions, fountains, artwork and so on. But there are elements those which present the soul of city, such as folklore, literature, music and architecture. Even though an arthitectural work is material element of that city, arthitectural concept which generates and produces that work is it soul. Here one of the elements which bring idendity in city and give soul and life is its music with which identifies city. This is all to say, there is and there has been a close relation between city and music. İn this paper, this relation will be investigated by historical samples and put forth some remarks on what can be up to contribute to musical wealth of a city.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2015 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mayıs 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 3 |