Yeni anlaşılmaya başlayan siyasal iletişim, iletişimin en önemli alanlarından biridir. Siyasal iletişim önceleri siyasal söylem ve propagandaya indirgeyerek algılanırken, daha sonraları çoğunlukla seçimler, seçim kampanya ve propagandaları, siyasal tutum ve davranışlar, oy verme olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu nedenle bu alanda etkin olan çalışmaların çoğu da bu yönde yoğunlaşma eğilimi taşımaktadır. Böyle bir anlayışın sonucunda, siyasal iletişim de doğal olarak hep seçim süreci ile ilişkilendirilmiş bir alan yörüngesine girmiş disiplin görüntüsünden bir türlü kurtulamamıştır. Bu bakımdan siyasal iletişim çalışmalarında, hâlâ varlığını sürdüren bir “kapsam” ve “yaklaşım” sorunu bulunmaktadır.Oysa, siyasal iletişim yalnızca seçim süreçleri iletişimi ile sınırlı değildir. Aksine, iktidar ekseni doğrultusunda toplumsal yaşamın her anını kapsamaktadır: Ülke içi siyasal sistem ve bu sistem içindeki çıkar gruplarının oluşturmuş olduğu iletişim biçimleri; ekonomik alt yapının desteklenmesi; üst yapıda kendini gösteren iletişim biçimleri; üst yapının alt yapıyla bütünleşmesi; kitle iletişimi ve eğitim gibi, devletin ideolojik yapılanması ile ilgili tüm eylemler; hep siyasal iletişimin çalışma alanın kapsam ve yaklaşımı içindedir.Son zamanlarda siyasal iletişim alanındaki yapıtlarda gözle görülür bir artış olduğu gözlenmektedir. Bununla birlikte; siyasal iletişim çalışmalarında hâlâ bir “kapsam” ve “yaklaşım” sorunu varlığını sürdürmektedir. Bu çalışmanın amacı, bu soruna dikkat çekmek, bu noktada bir tartışmayı başlatabilmektir
Siyasal İletişim Retorik Propaganda Siyasal Davranış Yaklaşım Sorunu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 4 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.