İslam ilim tarihinin ilk dönemlerinde itikadî, amelî ve tasavvufî esasları da mündemiç bir şekilde anlaşılan fıkıh ilmi zaman içinde ibâdât ve muâmelâta dair konularla sınırlandırılarak sistemleşmiştir. Fıkhın ibâdât ve muâmelât konularına indirgenmesinin ortaya çıkardığı sorunlara karşı birtakım sûfîler tarafından çözüm aranmıştır. Fıkhı ilk dönemdeki kuşatıcı anlamına yeniden irca girişimi içinde olan alimler arasında Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) ortaya koyduğu eserler müstesna bir yere sahiptir.
Nizamiye medresesinde müderrislik görevini ifa ederken düştüğü şüphe hali ve sonrasındaki hakikat arayışında felsefe, kelam ve Bâtınîlik hakkında yoğun ilmi çalışmalar gerçekleştiren Gazzâlî, bu disiplinlerde aradığını bulamadığını ifade ederek müderrislik vazifesini bırakmış ve tasavvufa meyletmiştir.
Şüphe hali ve hakikat arayışı neticesinde ilim anlayışında önemli değişimler geçiren Gazzâlî, epistemolojisinde tasavvufî bilgiyi üst bir konuma yerleştirmiştir. Gazzâlî tasavvufî bakış açısıyla ele aldığı fıkıh zemininde büyük bir ihya ve tecdit hareketine başlamış, fıkıhla tasavvufu birleştirerek İslam dünyasında tasavvufa dair çekincelerin izalesinde büyük bir role sahip olmuştur.
Bu çalışmada Gazzâlî’de fıkhın tasavvufî boyutu işlenerek onun sûfî-fakih kişiliği ortaya konmaya çalışılmıştır.
In the early periods of the history of Islamic science, the science of fiqh was understood to include the principles of aqaid, practice and tasawwuf. However, it developed over time by being limited to matters related to worship and deeds. Some sufis sought solutions to the problems caused by the reduction of fiqh to the subjects of worship. The works of Ghazali (d. 505/1111) have a special place among scholars who want to return fiqh to its original meaning.
While he was working as a professor in the Nizamiye madrasah, Ghazali, who had doubts, carried out intensive scientific studies on philosophy, theology and Bâtınism. Then, stating that he could not find what he was looking for in these disciplines, he left his duty as a professor and turned to Sufism.
Gazzâlî, who has undergone significant changes in his understanding of science as a result of the state of doubt and the search for truth, has placed mystical knowledge in a high position in his epistemology. Ghazali started a great ihya and tajdid movement by considering the fiqh from a mystical point of view. By combining fiqh and tasawwuf, he played a major role in eliminating the reservations about Sufism in the Islamic world.
In this study, the sufi dimension of fiqh in Ghazali was studied and his sufi-faqih personality was tried to be revealed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 1 |