Vahdet-i vücûd fikrinin tefsirlerdeki izdüşümlerini çalışmaya karar verince, işârî tefsirlerden “Rûhu’l Beyân” tefsiri dikkatimizi çekmiştir. İsmâil Hakkı Bursevî’nin sadece tasavvufla kalmayıp diğer İslamî ilimlerdeki iddialı duruşu vahdet-i vücûdu onun tefsirinden araştırmak istememizin sebeplerindendir. Rûhu’l Beyân içerdiği işârî yaklaşımların yanı sıra diğer İslamî disiplinlerden epeyce faydalanılarak yazılan, işaret, rivayet ve dirayet yönü bulunan zengin bir tefsirdir. Tasavvufun önemli konularından olan vahdet-i vücûd anlayışının doğruluğunun veya yanlışlığının ortaya konulabilir olmaması sebebiyle sûfîler bazı eleştirilerin hedefi haline gelmiştir. Bursevî de yaşadığı dönemde bu tepkilerden nasibini almıştır Tasavvufun mahrem konularını kürsülerde anlattığı için yetkililer kendisine tepki göstermişlerdir. Rûhu’l Beyân tefsirinde de bu anlayışa yer vermiştir. Fikirlerini İbnü’l Arabî gibi tasavvuf büyüklerinin sözleriyle desteklemeye çalışmış, Hallâc-ı Mansûr’un vahdet-i vücûd anlayışını savunmaya gayret etmiştir. Makalenin birinci bölümünde Bursevî’nin hayatı, düşünce dünyası, tasavvufi kimliği, İbnü’l Arabî’ye olan yakınlığı ve Rûhu’l Beyân tefsirinde izlediği usul incelenecektir. İkinci bölümde ise vahdet-i vücûdu yansıttığı fikirlerini İbnü’l Arabî’nin düşünceleriyle karşılaştırmalı şekilde irdeleyeceğiz. Makalede vahdet-i vücûd fikrinin temellendirilmesine dair tartışmalardan kaçınılmış, sadece tefsirde nasıl yer aldığına odaklanılmıştır. İsmâil Hakkı Efendi’nin vahdet-i vücûdla ilgili düşüncelerini incelediğimiz çalışmamızın literatüre mütevazi bir katkı sunması beklentimizdir.
Bu çalışmanın, özgün bir çalışma olduğunu; çalışmanın hazırlık, veri toplama, analiz ve bilgilerin sunumu olmak üzere tüm aşamalarından bilimsel etik ilke ve kurallarına uygun davrandığımı; bu çalışma kapsamında elde edilmeyen tüm veri ve bilgiler için kaynak gösterdiğimi ve bu kaynaklara kaynakçada yer verdiğimi; kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, çalışmayla ilgili yaptığım bu beyana aykırı bir durumun saptanması durumunda, ortaya çıkacak tüm ahlaki ve hukuki sonuçlara razı olduğumu bildiririm.
When we decided to study the projections of the idea of unity of existence in the tafsir, the "Rûhu'l Beyân" commentary, one of the ishari tafsir, caught our attention. İsmail Hakki Bursevî's assertive stance not only in Sufism but also in other Islamic sciences is the reason why we want to investigate unity of existence through his interpretation. Rûhu'l Beyân is a rich commentary with signs, narrations, and insight, written by making use of other Islamic disciplines as well as the ishari approaches it contains. Sufis have become the target of some criticism because the understanding of unity of existence, which is one of the important issues of Sufism, cannot be proven true or false. Bursevî also had his share of these reactions during his time. The authorities reacted against him because he talked about the intimate subjects of Sufism on the podiums. He also included this understanding in his commentary on Rûhu'l Beyân. He tried to support his ideas with the words of Sufi greats such as Ibn Arabi and tried to defend Hallâc-i Mansur's understanding of unity of existence. In the first part of the article, Bursevî's life, world of thought, Sufi identity, his closeness to Ibnü'l Arabî, and the method he followed in the interpretation of Ruhu'l Beyân will be examined. In
In the second part, we will examine the ideas that reflect unity of existence in comparison with Ibn Arabi's thoughts. In the article, discussions on the basis of the idea of unity of existence are avoided and only focus on how it is included in tafsir. It is our expectation that our study, in which we examine İsmail Hakki Efendi's thoughts on unity of existence, will make a modest contribution to the literature.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tasavvuf, Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 2 |