Zihinde bulunmayan bir manaya isim
verilemeyeceğinden vaz‘ esnasında öncelikle mananın bulunması gerekir. Bu
bağlamda Kur’ân’ın, kendisini apaçık Arapça bir kelam olarak tanımlaması,
Kur’ân’da geçen bütün kelimelerin ilk muhataplar tarafından bilindiği manasını
çağrıştırmaktadır. Ne var ki Kur’ân’da, ilk muhatapların kullandığı bazı
kelimelerin, muhatapların bilmediği olgulara isim olarak belirlendiği
görülmektedir. On üç âyette وما
أدراك ما
formunda gelen sorular ve peşinden gelen âyetlerde bu sorulara verilen
cevaplar, isim-müsemma, lafız-mana ilişkisine dair en canlı örnekleri teşkil
etmektedir. Muhatabın zihin dünyasında ve tecrübe alanında karşılığı bulunmayan
bu müsemmaların dil üzerinden bilinebilmesi başlı başına bir meseledir. Bu
mesele son tahlilde Kur’ân’ın beyan keyfiyeti ve Kur’ân’da hakikatini sadece
Allah’ın bilebileceği âyetlerle ilişkilidir. Bu çalışmada, Kur’ân’da وما أدراك ما formunda gelen sorular ve cevapları analiz edilmekte;
muhatabın, mahiyete dair sorulan bu sorular ve cevapları üzerinden ilgili
müsemmaların hakikatlerini kavrama imkânları belirlenmektedir. Çalışmada, çoğu
metafizik alana ait olan bu isimlerin mahiyet itibari ile kavranamayacak
olgular olması, müteşabih âyetlerle ilişkilendirilmekte ve sonuçta kategorik
tespitlere yer verilmektedir.
Since the concepts that do not exist
in the mind cannot be named, it is essentially necessary to find the meaning
during the coining. In this context, Qur’ān describes itself as an obvious
Arabic word, and it alludes to the fact that all the words in Qur’ān are known to the first
interlocutors. However, some of the words used in Qur’ān, were accepted by the first
interlocutors as the words coined to that of terms they did not even know. The
questions in the form of وما أدراك ما(You do not know that…) in thirteen verses and the answers given
to these questions in the following verses constitute the most vivid examples
of relationship between signifier and signified and also between word and its
meaning. It is a crucial issue to study on the meanings that do not exist in
the human mind and cognitive experience through language. This issue at the
final glance is related to the way of expressions in Qur’ān and to the verses whose verity is
only known by Allah. In this study, the questions in the form of وما أدراك ما and the answers have been analyzed and also the possibility of
figure out the real meaning by the first interlocutors through these questions
and answers has been determined. In this study, the fact that essence of these
names belonging to metaphysics areas cannot be understood has been associated
with the mutašābih verses and consequently categorical determinations have been
included.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 6 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 51 |