This article explores the theoretical and practical dimensions of Islamic constitutionalism, questioning its feasibility within modern state frameworks. It first examines two major perspectives in legal thought on the compatibility of Islamic principles with constitutional values. The first viewpoint, represented by scholars like Kamali and Quraishi-Landes, argues that Islam inherently supports principles like democracy, rule of law, and the separation of powers. The second perspective, advocated by El-Fadl, Hamoudi, and Emon, highlights fundamental differences, suggesting that Islamic law is often incompatible with Western constitutionalism. The article suggests that perspectives on Islamic and Western constitutional compatibility may oversimplify the unique philosophical foundations of Islamic governance. In contrast, a more nuanced approach highlights the deep-seated tensions between pre-modern Islamic concepts and modern constitutional frameworks, which are illustrated in the Iranian case. The article then analyses Iran as a case study, focusing on the 1979 Islamic Revolution and the Iranian Constitution. Through an in-depth examination of the "velayat-e faqih" concept, it explores the interplay between Islamic doctrine and state governance. Ultimately, the article suggests that Islamic governance in Iran has transformed from a religious doctrine into a form of modern political ideology, where Sharia functions more as a state tool than a constitutional foundation.
Islamic Constitutionalism Velayat-e faqih Sharia and Constitution Iranian Constitution The Rule of Law
Bu makale, İslami anayasacılığın teorik ve pratik boyutlarını inceleyerek, modern devlet yapıları içinde uygulanabilirliğini sorgulamaktadır. İlk olarak, İslam ve Batı hukuk düşüncesinde İslami ilkelerin anayasal değerlerle uyumuna dair iki ana yaklaşımı ele alır. Kamali ve Quraishi-Landes gibi isimlerin temsil ettiği ilk görüş, İslam’ın demokrasi, hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığı gibi ilkeleri doğasında barındırdığını savunur. El-Fadl, Hamoudi ve Emon ‘un savunduğu ikinci görüş ise İslami hukukun Batı anayasacılığı ile genellikle uyumsuz olduğunu ileri sürer. Makale, İslami ve Batı anayasal uyumluluğuna ilişkin bakış açılarının İslami yönetimin benzersiz felsefi temellerini aşırı basitleştirebileceğini öne sürüyor. Buna karşılık, daha nüanslı bir yaklaşım, İran örneğinde gösterildiği gibi, modern öncesi İslami kavramlar ile modern anayasal çerçeveler arasındaki köklü gerilimleri vurguluyor. Makale, ardından 1979 İran İslam Devrimi ve İran Anayasası üzerinde durarak İran’ı bir vaka çalışması olarak analiz eder. "Velayet-i Fakih" kavramını derinlemesine inceleyerek, İslami öğreti ile devlet yönetimi arasındaki etkileşimi ortaya koyar. Sonuç olarak, makale İran’da İslami yönetimin dini bir doktrinden çok, Şeriatın anayasal bir temel olmaktan ziyade devletin bir aracı haline geldiği modern bir politik ideolojiye dönüştüğünü öne sürmektedir.
İslami Anayasacılık Velayet-i Fakih Şeriat ve Anayasa İran Anayasası Hukukun Üstünlüğü
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Hukuk ve Beşeri Bilimler |
Bölüm | C. 10 S. 1 Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 9 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 18 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 1 |