Liberalizm, Doğulu toplumların öğretilmiş geleneksel yapılarıyla çeliştiği için, bütün kötülüklerin ve ahlaksızlığın kaynağı olarak değerlendirilir; aile düzenini bozan ve sosyal adaletsizliğe sebep olan bir sistem olarak kabul edilir. Ama Batılı siyasetçiler için liberalizm, Avrupa’nın modern dünyaya armağan ettiği en değerli mirastır; demokrasiyi destekleyen, özgürlük ve beraberlik idesini naşir eden ve toplumun gelişmesine sebep olan bir sistemdir. Afganistan’daki Radikaller ve siyasal İslamcılar liberalizme sıcak bakmasalar da yenilikçilerin uzun zamandır liberalizme hasret kaldığı görülür. Ama bu kayıp hiçbir zaman kendini, Afganistan halkına gösterememiştir. Çünkü bu halkın siyası kültüründe bir öğe hala eksiktir; ‘’felsefi ben kavramı.’’ Afganistan’da ‘’ben’’ kavramı, aidiyet kimlik tarafından ortadan kaldırılmıştır. Başka yanda Afganistan tarihine yaptırım gücüyle giren her düşünce, karşı yaptırım ile karşılaşmış ve içinde yenilik barındıran her ideoloji, zıddı ile çatışmıştır. Ama klasik İslam karşısındaki Siyasi İslam hem bir yenilikçi düşünce ve hem bir manevi kalkınma olarak Afganistan’ın siyaset sahnesine girmiştir. Buna rağmen Afganistan halkı tarafından İslami geleneği sebebiyle kolayca kabul edilmiştir. Doğulu toplumlarda, millette uygulanması mümkün olan bir diyalog, aslında o millete itibarını gösterebilen diyalogdur. Siyasi İslam düşüncesi nihayetinde iyi bir sonuç göstermese de itibarını Afganistan halkına rahatça gösterebilir. Ama bir siyasi diyalog olarak liberalizmin Afganistan halkına itibarını gösterebilme şansı nedir? Afganistan’da liberalizm düşüncesine engel olan argümanların kaynağı ve felsefesi nelerdir? Bu çalışma yukarıda sorulan sorulara cevap bulma yolunda hazırlanmıştır
Liberalism is considered the source of all evils and immorality, as it contradicts the taught traditional structures of Eastern societies; it is considered a system that disrupts family order and causes social injustice. But for Western politicians, liberalism is Europe's most valuable legacy to the modern world, a system that supports democracy, promotes the idea of freedom and togetherness, and promotes the development of society. In Afghanistan, although radicals and political Islamists do not care about liberalism, innovators have long been starved of liberalism. But this loss has never been shown to the people of Afghanistan. Because an element is still missing in the political culture of these people; “philosophical I concept.” The concept of “I” in Afghanistan has been removed by the belonging identity. On the other hand, every thought that enters the history of Afghanistan with the force of sanction, every ideology that has faced countersanction and incorporates innovation, conflict with the opposite. But in the face of classical Islam, Political Islam has entered Afghanistan's political scene both as an innovative thought and as a spiritual development. Despite this, the Islamic tradition was easily accepted by the people of Afghanistan. In Eastern societies, a dialogue that can be implemented in the nation is actually a dialogue that can show its reputation to that nation. The thought of political Islam although it ultimately does not show good results can comfortably show its reputation to the people of Afghanistan. But what is the chance of liberalism as a political dialogue to show the credibility of the people of Afghanistan? What is the source and philosophy of the arguments that have aborted the idea of liberalism in Afghanistan? This study was prepared in the way of finding answers to the questions asked above
Afghanistan Liberalism Anti-liberalism Political Islam Belonging
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 2 |