Tarih boyunca Türk devletlerinde ordu ile siyasetin iç içe girdiği görülmektedir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti’nde de böyle iç içe geçmiş bir yapının mevcut olması devletin son zamanlarında darbe girişimlerine maruz kalmasına sebep olmuştur. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularının asker kökenli olmalarından dolayı cumhuriyetin başlangıç yıllarında askerin siyasetten uzaklaşmasına sebep olsa da bu durum çok partili hayata geçişle beraber tekrar değişir. Bilhassa 1950 seçimiyle değişen iktidardan rahatsız olan askeri kesim kışladan çıkarak Türk halkını 1960 darbesiyle tanıştırır. Askeri vesayet, seçimle iş başına gelen sivil iktidarı düzeni tesis etmek adına iktidardan uzaklaştırsa da en büyük darbeyi demokrasiye vurmuştur. 1971 muhtırasıyla askerin sisteme dolaylı yoldan müdahale ettiği görülür. Asker ve sivil iktidar arasında yaşanan bu çatışmanın en ağır örneği 1980 darbesidir. Ülkedeki iç çatışma ve çözülemeyen ekonomik krizin yanı sıra siyasilerin de uzlaşmaz tavrı sonucunda ordunun yönetime bir kez daha el koyar. Türk siyasal hayatında ordunun-siyasete sürekli olarak müdahale etmesi, tarihimizde darbenin bir gelenek haline gelmesine yol açmıştır. Bu çalışmada tarihimiz boyunca ordunun devlet yönetiminde ve siyasette ne kadar etkili olduğu irdelenecektir
Throughout history, it has been seen that politics in the Turkish states are intermingled with the army. In this context, the existence of such a hollow structure in the Ottoman State caused the state to be exposed to coup attempts in the recent times. Established in place after the fall of the Ottoman Empire's military was away from politics if the cause of the early years of the republic due to their military background of the founders of the Republic of Turkey in this situation again varies with the transition to multi-party life. Particularly troubled by the changing elections of 1950, the military unit emerged from the winter to introduce the Turkish people to the 1960 coup. Military tutelage, the election of civilian power in order to establish the order to establish the power away from the largest hit in democracy hit. In 1971, it was seen that the soldier intervened indirectly in the system. The most severe example of this conflict between military and civilian power is the 1980 coup. Domestic conflict in the country and the unresolved economic crisis, as well as politics, are once again confiscated as a result of the uncompromising attitude of the army. The continuous intervention of the army-politics in the Turkish political life has led to the history becoming a tradition of the military. In this study, we will examine how effective the army is in state administration and politics throughout our history
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 1 |