Uygarlık tarihi boyunca, tüm medeniyetlerde bilim ve sanat birbirlerini etkilemişlerdir. Bilim, tarih boyunca insanoğlunun gereksinimlerinden, bilinmeyene olan merakından, doğaya hakim olma gereksiniminden doğmuştur. Yaşam standartlarını geliştiren, medeniyet seviyesini buluşlar ve teknolojik gelişmeler yoluyla ilerleten bir disiplin olması bakımından bilim sanatın yolunu açmakta, buna karşın sanat da bilimin paralelinde gelişen düşünce sistemi ile birlikte hareket etmektedir. İlkçağlardan bu yana tüm medeniyetler bazında baktığımızda, bilim ve sanat insana dair ortak payda olması bakımından önem arz etmektedir. Pozitif bilimlerdeki gelişmeler toplumların düşünce sistemleri üzerinde değişime sebep olarak sanatçının üretim yöntemleri ve teknikleri üzerinde etki göstermektedir. Önceleri anı kaydetmek, kişi ve görüntüleri kalıcı kılmak amacıyla yapılan resim, fotoğraf makinesinin icat edilmesi ile evrilmiş ve yepyeni tarz ve biçimlere bürünmüştür. Teknolojik gelişmelerin paralelinde dijital resimler, baskılar, afişler yapılmaya başlanmıştır. Bunun akabinde, video ve yerleştirme sanatları da sanatçının ifade şeklinde yer edinmiştir. Sanat içinde yer bulduğu çağın gelişimi ve özelliklerinden etkilenerek, gelişmekte, değişmekte ve çağın gerekleriyle yeni yorumlamalara ulaşmaktadır. Bu bağlamda ortaya çıkan eserler düşünsel, soyut ve kavramsal sanat gibi, farklı ifade biçimlerine bürünerek ortaya çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat Tarihi, Teori ve Eleştiri (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 3 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 2 |