Trump yönetimi, Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’ndan çekilmiş, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı sorgulayarak yeniden bir anlaşma yapma yoluna gitmiş, kur manipülasyonu yapmış, ithal ettiği çelik ve alüminyum ürünlerine ek gümrük vergileri getirmiştir. Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin birbirlerine milyarlarca dolarlık gümrük vergisi kotası getirmiştir. ABD’nin Çin ile girdiği ticaret savaşında, dış ticaret açığını kapatmak, Çin’in sınırlandırılması ve çevrelenmesi gibi hedefleri bulunmaktadır. Ekonomi ve ticarette korumacı politikalar izleyen ABD’ye, uluslararası ekonomide, ticarette ve siyasette; Çin, Fransa, Almanya ve Türkiye gibi devletler tepki göstermektedir.
Dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD; kur avantajını, teknolojiyi, ekonomik ve ticari üstünlüğünü araçsallaştırarak korumacı politikalar izlemektedir. Böylece ABD, yeni korumacılık perspektifinden ekonomik milliyetçiliği ve ticaret savaşlarını kullanarak uluslararası sistemde hegemonik gücünü korumaya çalışmaktadır. Kapitalizmin en önemli ülkesi olan ABD’nin uyguladığı korumacı politikaların, bumerang etkisiyle uzun vadede en büyük zararı ABD’ye vereceği öngörülmektedir. Uluslararası ekonomide serbest ticaret ile karşılıklı bağımlı olan devletler, ABD’nin izlediği politikalara uymaya zorlanmaktadır. Serbest piyasa koşulları doğrultusunda yürütülen uluslararası ticaret, ABD’nin korumacı politikalarından zarar görmektedir. Çalışmada ABD’nin korumacı politikalarının, ABD ile özdeşleşen serbest piyasa ve özgürlük değerleriyle örtüşmediği, nihayetinde bu politikaların ABD’ye ekonomik ve siyasal anlamda kayıplar yaşatacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 2 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 1 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi