Kabala, Muhafazakâr Yahudilik kadar Yahudi olmayanlar ve muhtelif
dünya görüşlerine mensup çevreler tarafından da kabul edilmekte, ortaya
çıktığı zamandan itibaren geçirmiş olduğu evrelerde kazandığı içerik ve öğretilerle
varlığını günümüzde hâlâ etkili bir şekilde hissettirmeye devam
etmektedir. Türkiye’de Kabala üzerine gerek tez, gerek telif ve tercüme eserler
yayımlanmakla birlikte, bu konuda önemli eksiklikler bulunmaktadır. Gershom
G. Scholem’in, Sabetay Sevi: Mistik Mesih 1626-1676 (çev. Eşref Bengi
Özbilen, İstanbul: Kabalcı, 2011) başlıklı eseri, Joseph Dan’in Türkçe’ye kazandırılan,
ancak İbrânîce kavramlarda sıkıntılar barındıran Kabala adlı çalışması
(çev. Hakan Gür, Ankara: Dost Kitabevi, 2015) ve Ahmet Akıncı’nın
Kabala: Sınırsız’a Yolculuk (İstanbul: Dharma Yayınları, 2005) başlıklı telif
çalışması Kabala tarihi ve öğretileriyle ilgili unsurları öğrenebilmemiz açısından
giriş niteliğinde okunabilecek Türkçe eserler arasındadır. Bununla
birlikte son zamanlarda Bney Baruh Eğitim Merkezi öğrencileri tarafından
Michael Laitman’ın Kabala ilmine dair çalışmaları da Türkiye’de temin edilebilecek
eserler arasında yer almaktadır. Ancak Laitman’ın çalışmaları Kabalayı
akademik seviyede irdelemekten ziyade mânevî açıdan insana nasıl
faydasının dokunabileceğini ele alan türde eserlerdir. Dinler tarihi sahasında
özellikle dinlerdeki inanış ve uygulamaların Mezopotamya’daki kökenlerini
ve benzerliklerini göstermeye çalışan Kürşad Demirci, Kabala sahasındaki
eksikliklerin farkında olarak açığı kısmen kapatma endişesiyle tanıtmaya
çalıştığımız bu eseri kaleme almıştır. Yazarın, eseri yazmadaki temel maksadı,
Kabalanın, Yahudi kültürüne hangi açılardan yön verdiğinin tespitini
yapmaktır. Bu amaç ekseninde yazarın, kitabında sunmuş olduğu en öne
çıkan iddiası, Kabalacı Yahudiliğin bilinmeden, Yahudi tarihinin anlaşılamayacağıdır.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | Kitâbiyât |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 35 |