Tanrı’nın varlığına dair argümanlar din felsefesinde en dikkate değer tartışma konuları arasında yer alır. Hatta bu tartışmaların Batı felsefesi içinde, din felsefesinin oluşumundan çok daha eski bir geçmişe sahip olduğunu söylemek yerindedir. Zira din felsefesi diye bir felsefî saha, Aydınlanma çağıyla birlikte aklın hükümranlığına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Hem Orta Çağ İslâm dünyasında hem de Orta Çağ Hıristiyan dünyasında Tanrı’nın varlığı inancına veya bu inancın reddine dair aklî argümanlar kurmak, felsefî veya teolojik çalışmaların önemli öğeleri arasında yer almaktaydı. Şurası açıktır ki, çağlardır süren tartışmalar sonunda ne lehteki argümanlar ne de aleyte olanlar herkesi ikna edici olmuştur. Tanrı’nın “bâtın” oluşunun ya da dünyanın insanların Tanrı’ya inanma hususunda özgürlüklerini temin edecek kadar müphem oluşunun bir gereği olarak bu argümanlar tahsil edilmeye ve yenileri ile desteklenmeye devam edecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Kitâbiyât |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 17 |