Tefsir tarihinde şerh-haşiye türünden söz edildiği zaman akla ilk olarak Cârullah ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) el-Keşşâf’ı ve Kādî Beyzâvî’nin (ö. 691/1319) Envârü’t-tenzîl adlı eserleri gelmektedir. Bu iki tefsir eseri üzerinde oluşan şerh-haşiye literatürü, tefsir disiplininde şerh-haşiye yazıcılığına kayda değer bir ivme kazandırmıştır. Hal böyle iken yakın zamana kadar tefsir şerh-haşiyelerine yönelik malumatımız eser listelerinin ötesine geçmemekteydi. Çağdaş dönemde şerh-haşiyelere yönelik bazı menfî yaklaşımlar bu durumun sebepleri arasında gösterilebilir. Zira şerh-haşiye literatürü, tekrardan ibaret olduğu gerekçesiyle çalışılmaya ve incelenmeye layık görülmediği gibi, bir dönem tefsir tarihi yazıcılığına da konu edilmemiş ve tarihsel sıçramalarla literatür görmezden gelinmiştir. Diğer taraftan bazı çağdaş müellifler literatürün özgün taraflarına dikkat çekmiş ve söz konusu tarihsel sıçramaları da “historiografik körlük” olarak nitelemiştir. Bu müspet tavır, tefsir tarihi yazıcılığına da sirayet etmiş ve böylelikle literatür son dönemlerde bazı tefsir tarihi eserlerine dahil edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Kitâbiyât |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 51 |