Bu makale, 1707 yılında gerçekleşen Mescid-i Nebevî soygununu ve Ravza-i Mutahhara hazinesinden değerli bir nesnenin çalınışını belgelendirmektedir. Salt maddi kazanç güdüsüyle tasarlanan bu suç, İslam’ın en yasak ikinci hareminin dokunulmazlığını çiğnemesi dolayısıyla Osmanlı Devleti için bir “cinayet” (ağır ceza) vakasına dönüşmüştür. Soyguncuları bulmak ve sonrasında yargılamak için payitahtı, Hicaz makamlarını, Mısır ve Suriye beylerbeyiliklerini ve Donanma-yı Hümâyun’u iş bölümüne götürecek kadar kapsayıcı bir soruşturma yürütülmüştür. Makalede ele alınan vaka, Osmanlı saltanatının Suriye-Filistin Mısır fetihlerinin sonucu olarak Hicaz hakimiyetini kazandıktan sonra halifelik kurumunun alternatif bir tanımı olarak kullandığı “hâdimü’l-Haremeyn” unvanını ona gölge düşürebilecek herhangi bir gelişmeden titizlikle sakınışını ve dârülislamdaki Osmanlı üstünlüğünün meşruiyeti bakımından Mekke-Medine’de yaptırım gücü kullanabilmenin ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır.
Mescid-i Nebevî Ravza-i Mutahhara Haremeyn şeyhülharem Hicaz.
This article documents a robbery of the Prophet’s Mosque in Medina in 1707, during which a precious object, after having eventfully entered the Rawdah Treasury of the complex, was stolen. This crime, which was committed purely for material gain, was seen as a felony for the Ottoman State, as it violated the sanctity of Islam’s second-most inviolable sanctuary. The subsequent interrogation aimed at identifying, catching, and then judging the robbers was so large in scope that it necessitated a division of labor which involved the imperial court, the Hejaz authorities, the governorates of Egypt and Syria, and the Imperial Navy. The case handled in this article demonstrates how carefully the Ottoman monarchy guarded its title of Servant of the Two Sanctuaries, which it had come to use as an alternative definition of caliphal dignity after conquering Syria-Egypt and thereby gaining control of the Hejaz, and how indispensable it was to have sanction power in Mecca-Medina for the legitimacy of asserted Ottoman superiority in Islamdom.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi, Yeniçağ Ortadoğu Tarihi, Yeniçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 52 |