Sosyal kaynaşma, genel bir tanım olarak, toplumdaki bireylerin barış ve uyum içinde yaşaması ve zenginleşmesi için birbirleriyle işbirliği yapma isteğidir. Bu kavram özellikle Avrupa Birliği, Kanada gibi çok kültürlü toplumlarda gündemdeki yerini almıştır. Sosyal kaynaşma, kapsamı ve içeriği geniş olmasından dolayı üstünde hemfikir olunması kolay olmayan bir kavramdır. Sosyal politikanın temel bir unsuru olan sosyal kaynaşma, Avrupa Birliği’nin bütünleşme ve kaynaşma politikaları ve Kanada hükümeti, OECD, Dünya Bankası ve Roma Klübü’nün bu alanda öncülük yapan çalışmaları ile öne çıkmıştır.
Sosyal kaynaşmanın ekonomik büyümeye, yoksulluğu azaltmaya, sosyal kalkınmaya, iyi yönetişime olumlu etkisi ve katkısı olduğu çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır. Sosyal ve ekonomik ilerlemeyi kolaylaştıran sosyal kaynaşmanın işlevsel ve ölçülebilir hale getirilmesi, bu olumlu etki ve katkının uygulanması yolunda önemli bir adım teşkil edecektir.
Sosyal kaynaşma kavramının ve boyutlarının kapsamının geniş olması, sosyal kaynaşma ölçütlerinde farklılıklara ve zorluklara neden olmaktadır. Bu bağlamda, sosyal kaynaşma konusunda ampirik araştırmalara temel oluşturabilecek kavramsal ve analitik bir çerçeve oluşturmak bu makalenin amacıdır.
Kavramsal bir yöntem kullanılan bu çalışmada sosyal kaynaşmanın önemini belirten giriş kısmından sonra literatürden farklı görüşlere yer verilen sosyal kaynaşma kavramı ele alınacaktır. Bir sonraki bölümde kriterlerin belirlenmesinde temel olacak sosyal kaynaşma boyutları ve göstergeleri incelenecektir. Değerlendirme ve sonuç kısmında, Avrupa Birliği’ne üye ülke olarak Türkiye için Avrupa Sosyal Göstergeler Sistemi bağlamında sosyal kaynaşma boyutları ve göstergeleri için öneride bulunulacaktır.