Bu çalışmada küreselleşmeyle yerelleşme arasında yer tutan ekonomik birimlerden kıtakent/continentpol kavramına inovatif bir yaklaşımla farklı bir boyut getirilmiştir. Bu kavrama ulaşmadan önce metropol ve megapol kelimelerinin etimolojilerine yer verilmiş, kıta kavramına kentleşme bakımından yaklaşılmış, kıtakentle continentpol kavramlarına ulaşılmıştır.
Kavram uygarlık düzeyiyle geleceği göz önünde tutularak doldurulmaya çalışılmıştır. Kıtakentin tarım ve sanayi dönemi katı kurallarından arındırılması gerektiğine işaret edilmiş, varsayımları belirlenmiştir. Bunlar; insanlığa açık olması, ulaşım ağları içinde yer alması, bir kıta merkezi olma niteliklerini taşıması, vize serbestliği, gümrük serbestliği, coğrafi nedenler, tarihi nedenler, hukukun üstünlüğünü benimsemesi, bu merkezlerde genel hizmetlerin vakıf kuruluşlarca karşılanması, dayanışmaya dayalı sigorta sistemi, kooperatifleşmeye dayalı ortaklıklar oluşturulması, dengeli büyüklük ve seçkin sayılara dayanması, ihtilafların arabuluculuk ve tahkim yöntemiyle çözülmesi ve benzeri varsayımlardır. Bu varsayımlar İstanbul’a uyarlanmış, sınırlarının Edirne-Bolu arasında genişletilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.
İstanbul’un kıtakent açısından durumu SWOT analiziyle değerlendirilmiş, önerilen modelin kuvvetli yönleriyle getirdiği fırsatlar ortaya konulmuş, zayıf yönlerini giderilebileceği, karşılaşacağı tehditleri karşılayabileceği sonucuna varılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 45 |
İslam Medeniyeti Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimiz EBSCO tarafından (Uluslararası Alan Endeksi) taranmaktadır.