Tabii ve fıtri bir ihtiyaç olarak varlığında sayısız hikmetler barındıran aile; dünyaya gelen her insanın, ilk eğitimini aldığı en temel eğitim yuvası, yaşayarak hissettiği bir sevgi ocağıdır. Aynı zamanda aile sevgi, merhamet, adalet, sorumluluk ve fedakârlık gibi temel değerlerin kazanıldığı toplumsal huzurun inşasına katkı sağlayan en önemli etkendir. Bununla birlikte ailenin şiddet kelimesiyle yan yana kullanılması sorunun bir o kadar büyük ve bir o kadar da çözülmesi elzem bir mesele olduğunu ortaya koymaktadır.
Şiddetin bütün dünyayı saran ve insanlığı tehdit eden sorunlardan biri olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Hiç bir gerekçe mükerrem bir varlık olan insana şiddetin mazereti olamaz. Şiddet, zulüm demektir. Adaletin zıddı olan zulüm, sınırı aşmak, hak-hukuk gözetmemek, yapılmaması gereken davranışlar sergilemektir. Dolayısıyla İslam’ın ilkeleriyle bağdaşmayan, insan onurunu yok sayan şiddet kimden ve nereden gelirse gelsin insanlık suçu ve hak ihlali olarak görülmüştür.
Diyanet İşleri Başkanlığı; huzur, sulh ve güven temelli bir din olan İslam ile asla bağdaşmayan aile içi şiddet olgusunun karşısında yer almakta, ülkemizin aile sorunlarına karşı duyarlı olup bu sorunların çözümünde aktif rol almayı kalıcı bir politika olarak benimsemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Aile ve Hanehalkı Çalışmaları, Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 46 |
İslam Medeniyeti Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimiz EBSCO tarafından (Uluslararası Alan Endeksi) taranmaktadır.