Hiç kuşku yok ki, insan hakları doktrini, Aydınlanma süreci ve liberal içerikli
anayasal devrimlerle birlikte Batı’da şekillenmiş nispeten ‘modern’ bir olgudur. Bu
anlamda Osmanlı İmparatorluğu’nun insan haklarına ilişkin performansını ele almak
bir bakıma anakronik görünebilir. Ne var ki, kavramın kendisine odaklanmak yerine,
medenî ve siyasî haklar ile iktisadî, sosyal ve kültürel hakların tekabül ettiği haklara
ve güvencelere odaklanıldığı takdirde, bu tür bir tahlil çok da anlamsız olmayacaktır.
Bu çerçevede, bu makale çalışmamızda, yaşama hakkı, işkence yasağı, din özgürlüğü,
yargı bağımsızlığı, maddî anlamda insanca yaşam, ve azınlık hakları gibi konular
başta olmak üzere, Osmanlılar devrinde, devletin, özellikle İslam Hukuku’nun
açıkça düzenlediği alanlarda, tebaaya güçlü hukukî ve yargısal güvenceler sağladığı
ve genel olarak keyfî davranmaktan uzak olduğu ifade edilmektedir. Hatta Osmanlı
devletinin, çağdaşı olan Avrupa devletlerine kıyasla, insan hakları alanında oldukça iyi
bir performans sergilediğini belirtmek gerekir. O nedenle, insan hakları doktrininin
kapsamına giren haklar kümesi bağlamında Osmanlıların tasavvur ve uygulamalarına
odaklanılmasının, uluslararası düzeyde insan hakları literatürüne önemli bir katkı
sunacağı açıktır.
İnsan Hakları Doktrini Medenî ve Siyasî Haklar İktisadî Sosyal ve Kültürel Haklar Osmanlı Devleti İslam Hukuku Millet Sistemi Tanzimat Fermanı
No doubt, human rights doctrine is a relatively modern phenomenon which has been
shaped in the West through the Enlightenment and the constitutional revolutions of
a liberal nature. It may therefore be seen as somewhat anachronistic to focus on
the human rights performance of the Ottoman Empire. However, if one focuses
on the rights and assurances that emanate from civil and political rights as well as
from economic, social and cultural rights instead of on the concept itself, such an
analysis would not be out of place. In this context, this article asserts that, particularly
in areas regulated by the Islamic Sharia Law such as right to life, prohibition of
torture, freedom of religion, independence of the judiciary, sustenance of the basic
needs of the individual, and the rights of minorities, the Ottoman administration
provided strong legal and judicial protection for the subjects and generally avoided
treating them arbitrarily. It could even be argued that the Ottomans displayed better
performance in the field of human rights when compared to its contemporaries in
Europe. Therefore, highlighting the Ottoman perceptions and practices in regard to
the list of rights falling into the ambit of the human rights doctrine, should make an
important contribution to the international literature on human rights.
Human Rights Doctrine Civil and Political Rights Economic Social and Cultural Rights Ottoman Empire Islamic Law Millet System Tanzimat Edict
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 2 |