This article aims to reveal the theories that discuss the characteristics of the Ottoman economic
system in the classical age. These theories can be analyzed in two categories. The first
category is Western-centric concepts and theories. The theories under the second category
primarily take the empirical data of their own society or history into account and try to
develop an explanation based on this. After the publication of Marx’s book Grundrisse and
its translation into many languages, debates on the mode of production began in Europe.
These discussions were continued also in Turkey since the 1960s but has lost ground significantly
from the agenda after 1990. The disintegration of the Eastern Bloc and the loss
of popularity of Marxism as well as the fact that empirical data on the Ottoman Empire
did not support the feudalism and AMP theses played a role in dropping the issue from
the agenda. For these reasons, probably, Huricihan Islamoglu stated that AMP gave up his
thesis and recently Halil Berktay gave up his feudalism claim. However, despite everything,
research on the subject continues. Because although it has been understood to a great extent
that the Ottoman Empire was not feudal or AMP, a generally accepted proposal on how
to define it or with which concepts and theories it can be understood and explained has
not yet emerged. Conceptualizations about the Ottoman Empire such as feudalism, AMP,
and patrimonialism were made by Western scholars and somehow suffered from Western
centrism. Therefore, the Ottoman still awaits his own concepts and theories in order to be
understood and explained.
The Ottomans Mode of Production Feudalism AMP Patrimonialism
Bu makalenin konusu, Osmanlı’nın klasik döneminde geçerli olan ekonomik sistemin temel
niteliklerini tespit etmeye yönelik öne sürülen görüşleri ortaya koymaktır. Bu açıklamaları
kabaca iki sınıfa ayırmak mümkündür. Bunların birincisini Batı merkezci kavram
ve teoriler oluştururken diğerini de kendi toplumunun veya tarihinin empirik verilerini
öncelikli olarak dikkate alan ve buradan hareketle bir açıklama geliştirmeye çalışan yaklaşımlardır.
Marx’ın Grundrisse adlı eserinin yayınlanıp pek çok dile çevrilmesi üzerine Avrupa’da
başlayan üretim tarzı tartışmaları, 1960’lardan itibaren Türkiye’de de sürdürülmüş,
ancak bu çalışmalar, özellikle 1990’lardan sonra önemli ölçüde gündemden düşmüştür.
Konunun gündemden düşmesinde Doğu Bloku’nun çözülüp Marksizmin popülaritesini
kaybetmesinin yanı sıra Osmanlı’ya ilişkin empirik verilerin, feodalizm ve ATÜT tezlerini
desteklememesi de rol oynamıştır. Zaten bu gerekçelerle olsa gerek Huricihan İslamoğlu
ATÜT tezinden, yakın zamanlarda da Halil Berktay feodalizm iddiasından vazgeçtiğini
açıklamıştır. Ancak her şeye rağmen konuyla ilgili araştırmaların devam etmesinin nedeni,
feodalizm veya ATÜT olmadığı büyük ölçüde anlaşılmasına rağmen Osmanlı’nın nasıl tanımlanabileceğine
veya hangi kavram ve teorilerle anlaşılıp açıklanabileceğine yönelik genel
kabul gören bir önerinin ortaya çıkmamasıdır. Osmanlı hakkındaki feodalizm, ATÜT,
patrimonyalizm gibi kavramlaştırmalar, Batılı yazarlar tarafından yapılmıştır ve bir şekilde
Batı merkezcilikle maluldür. Dolayısıyla Osmanlı, anlaşılmak ve açıklanmak için hâlâ kendi
kavram ve teorilerini beklemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 1 |