1990’ların başında uluslararası siyasal sistemde meydana gelen büyük
değişimin en fazla etkilediği devlet Sovyetler Birliği olmuştur. İki kutuplu
sistemin, lider devletlerinden biri olarak, doğrudan ve dolaylı, birçok
devletin yönetiminde söz sahibi olan Sovyetler Birliği, tarihteki yerini
alarak, mirasını daha küçük ölçekteki Rusya’ya bırakmıştır. Rusya’nın ilk
yılları, ekonomik ve sosyal krizler yanında, iç politik çekişmelerle geçmesi,
dış politikada eski etkinliğini belirli ölçüde kaybetmesine neden olmuştur.
Özellikle Ortadoğu’nun da içerisinde olduğu, daha önceden çok önem verdiği
belirli bölgelerde, eski etkinliğinden uzaktır. Soğuk savaş döneminin, küresel
güçler olan Sovyetler Birliği ve ABD hem bölgeyi hem de bölgedeki güçleri bölme
ya da birleştirmeye kadar gidecek birçok politik etkide bulunmuştur. 1990’ların
sonunda Rusya’da, ekonomik, sosyal ve iç politik zemininde taşların yerine
oturması, belirli bölgelerde daha aktif dış politika uygulanması sonucunu
doğurmuştur. 11 Eylül saldırısı nasıl teröre karşı bir dönüm noktası ise, ‘Arap
Baharı’ olarak adlandırılan son dönemde yaşanan gelişmeler de, diğer bir dönüm
noktası sayılabilir. Geniş halk kitlelerinin sokaklara dökülmesi sonucunda,
bölgedeki bazı iktidarların değiştiği ve bazılarının kendini koruduğu
görülmüştür. Etkin güçler, bu değişimlerde farklı politik hamlelerle sürece
dâhil olmak istemişler, en fazla dikkati çeken ise Rusya’nın eski gücünü
hatırlatan çıkışlar yapmasıdır. Bu çalışmada, Soğuk Savaş’ın ardından Rusya’nın
Ortadoğu politikasında ne değişme ve gelişmeler olduğu sorularına cevap
aranmaya çalışılmıştır. Bu amaçla doküman ve belgeler incelenmiş, veriler
analiz edilerek yorumlanmaya çalışılmıştır.
At the
beginning of the 1990s, the greatest change in the international political
system was the state Soviet Union that was most affected. As one of the leaders
of the bipolar system, the Soviet Union, which is directly and indirectly
involved in the administration of many states, has taken its place in history
and has left its inheritance to Russia in a smaller scale. Russia's early
years, as well as economic and social crises, have led to a certain degree of
loss of former activity in foreign policy. Especially in certain regions where
the Middle East is also involved and has given great importance before, it is
far from its former activity. The Cold War era, the global powers of the Soviet
Union, and the US have found many political influences that will go far enough
to divide or consolidate forces both in the region and in the region. At the
end of the 1990s, the occupation of stones in Russia's economic, social and
domestic politics resulted in more active foreign policy implementation in
certain regions. If the September 11 attacks are a turning point against
terrorism, recent developments called 'Arab Spring' can be considered as
another turning point. As a result of the large masses of people falling into
the streets, it has been seen that some of the powers in the region have
changed and some have protected themselves. The active forces, in these
changes, want to be involved in the process of different political movements,
the most striking is to make the reminders of Russia's old power. In this study,
after the Cold War, Russia tried to answer questions about the changes and
developments in Middle East politics. For this purpose, the documents were
examined and the data analyzed and interpreted
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 21 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.