Öz
İslâm düşüncesinde dil olgusunun müstakil bir varlık alanı olarak kabul edilmesi, bu olgunun erken dönemden itibaren dilbilim, mantık, lügat, belagat gibi alanlarda farklı yönleriyle konu edinilmesini sağlamıştır. Özellikle lafız-anlam ilişkisi sorunu ve bu bağlamda gündeme gelen anlam teorileri, başta dilciler olmak üzere İslâm düşüncesindeki diğer disiplinler tarafından da ilgi alanları doğrultusunda amaç, içerik ve yöntem açısından belirleyiciliği ile önem kazanmıştır. Tartışmanın çok boyutlu olması ve mutlak bir referans noktasından yoksunluğu İslâm düşüncesinde anlam teorilerini her zaman yeniden değerlendirmeye açık tutmuştur. Ömer Türker ve Kübra Şenel’in editörlüğünü yaptığı bu kitap, İbnü’s-Serrac’tan (ö. 180/796) Hatîp Kazvinî’ye (ö. 739/1338) kadar dilbilim geleneğindeki önemli bazı düşünürlerin anlam teorilerini incelemektedir. Bu çerçevede eser, İbnü’s-Serrâc’ın semantik bir üretim olarak gördüğü dilin işleyiş mekanizmasını usul teorisi ile açıklama çabasını, Zeccâcî’nin (ö. 337/948) tanım tartışmalarındaki tutumunu, İbn Fâris’in (ö. 395/1004) dilin kökeni, mahiyeti ve gelişimiyle ilgili anlam teorisini, İbn Cinnî (ö. 392/1002) düşüncesinde anlam türleri ve delâlet çeşitlerinin ortaya koyduğu ayrımları, Kâdî Abdulcebbâr’ın (ö. 415/ 1025) teolojik meselelerin çözümünde kendisine başvurulan bir anlam sorunu olarak dilin problematik hale getirilmesi, Abdulkâhir el-Cürcânî’de (ö. 471/1078) sözdizim nazariyesi ve fesahat ile ilişkisini, Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) nazm teorisine sunduğu katkıları ve Hatîp Kazvinî’nin ( ö. 739/1338) bağlamsal anlam teorisindeki temel iddiaları ele alan sekiz makaleden oluşmaktadır.