من ابرز العلماء الادباء في العصر الحادي عشر أبو المظفر الأبيوردي، وكان قد تنشأ ببغداد على يد العلماء البارزين في عهده وكان عالما متقنا، واديبا بليغا وشاعرا مكثرا، وهو الذي نظم القصيدة في رثاء القدس بعد ان احتلها الصليبيون الذين ذبحوا من كان بها من المسلمين نساء ورجالا واطفالا، ولم ينج من المجزرة حتى العلماء والادباء والأبرياء. فما كان المسلمون في انحاء العالم الاسلامي ليبادروا الى حرب الصليبين المحتلين الظالمين على انهم كانوا مشغولين بترفهم الخاصة ورفاهيتهم الذاتية المخصوصة، ما ادى الأبيوردي الى نظم قصيدة بليغة يلوم فيها المسلمين اصحاب القوة ذوي القدرة والجهة على تساهلهم عن الجهاد والخروج على العدو، ويحضهم على الجهاد ومساعدة المسلمين الذين كانوا يئنون تحت الضرب والطعن والظلم والأذى. والقصيدة وثيقة تاريخية ولها قيمة ثقافية كبيرة، حيث أثبتت الحالة الراهنة في البلاد الإسلامية في غضون احتلال القدس كما سجلت المجازر البشعة والإبادة الهمجية التي ارتكبها هؤلاء الافرنج المتعطشون الى الدم. وهي التي اتخذتها الموضوع لهذا البحث العلمي وقمت بوضع التحاليل اللازمة عليها من الجوانب المختلفة.
أبو المظفر الأبيوردي، القدس، احتلال القدس، القصيدة في رثاء القدس،الصليبيون، السلاجقة
XI. yüzyılın Bağdat’ında bütünüyle Selçuklu ilim kültür sahasının inşasına katılan ve temsilini üstlenen isimlerden biri olarak Ebu’l-Muzaffer el-Ebîverdî zamanının sürükleyici müstesna kişilikleri arasında yer almıştır. el-Ebîverdî’nin saltanat, vezaret ve hilafet kademelerinin uzun soluklu teveccühlerine mazhar olduğu görülür. Sahip olduğu yetenekleri geniş bir kültür, güçlü bir ilmi müktesebat ve etkili bir edebi üretim ile taçlandırmış, çağının entelektüel gelişimine katılım yapmıştır. Onun yaşadığı dönemde devlet, beylik, emirlik gibi güç odaklarının ayrıklığı ve dağınıklığı, üstelik birbirleriyle düşmanlıkları sebebiyle İslam memleketi zaafa düşmüştür. Bunun sonucunda, ona göre, Haçlılar, İslam memleketini işgal etmiş ve nihayet Kudüs, Haçlıların eline geçmiştir. Şâm’dan Bağdat’a uzanan sivil reaksiyonlar dışında İslam memleketinde etkili bir güç olmak üzere bir somutlaşmanın olmaması, hatta bu yönde emarelerin bile olmaması karşısında el-Ebîverdî’nin sanatını toplumsal tepkinin bir temsilcisi olarak icra etmeye yöneldiği görülür. Klasik kaside formu üzere aynı şekilde o günkü toplumsal duyguların ve değerlerin temsilini sağlamak üzere nazmettiği Kudüs Mersiyesi toplumsal ilgi kadar tarihsel değer de görmüştür. Kaside dönemin İslam memleketlerindeki idari ve askeri mekanizmaların Kudüs’ün düşüşü karşısındaki durumlarını ve toplumsal tezahürleri tescil eden tarihi bir belgedir. Şâm bölgesindeki güç odaklarının özellikle toplum ve ilim adamlarının örgütleyici tasarrufları karşısında onları kendi içinde cezalandırdıkları bir ortamda bu kaside edebî seçeneğin devreye alınmış olmasının bir kanıtı olarak da tarihi bir vesika değeri taşımaktadır. Bu bakış açısıyla el-Ebîverdî’nin Kudüs kasidesi bir araştırma tasarımına dönüştürülmüştür.
Ebu’l-Muzaffer el-Ebîverdî Kudüs Kudüs’ün düşüşü Kudüs Mersiyesi Haçlılar Selçuklular
As one of the names who participated in the construction of the Seljuk scientific and cultural field in Baghdad in the 11th century and undertook its representation, Abu’l-Muzaffar al-Abiverdi was among the fascinating and exceptional personalities of his time. It is seen that al-Abiverdi was honored with the long-term favors of the sultanate, vizierate and caliphate. He crowned his talents with a broad culture, a strong scientific knowledge and an effective literary production, and contributed to the intellectual development of his age. During his time, the Islamic country was weakened due to the separation and disorganization of power centers such as states, principalities and emirates, and moreover, their hostility towards each other. As a result, according to him, the Crusaders occupied the Islamic country and finally Jerusalem fell into the hands of the Crusaders. Apart from the civil reactions extending from Damascus to Baghdad, it is seen that al-Abiwardi turned to performing his art as a representative of the social reaction in the face of the lack of a concreteness to be an effective power in the Islamic country, and even the lack of signs in this direction. The Jerusalem Elegy, which he composed in order to represent the social feelings and values of the time, in the classical qasida form, has received historical value as well as social interest. The qasida is a historical document that records the situations of the administrative and military mechanisms in the Islamic countries of the period against the fall of Jerusalem and the social manifestations. In an environment where the power centers in the Damascus region punished the society and scholars, especially against their organizing decisions, this qasida also has a historical document value as evidence of the implementation of the literary option. From this perspective, al-Abiwardi’s Jerusalem qasida has been transformed into a research design.
Abu’l-Muzaffar al-Abiwardi Jerusalem the fall of Jerusalem The Jerusalem Elegy The crusaders The Seljuks
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arap Dili, Edebiyatı ve Kültürü, Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 6 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 7 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |