Following governments and corporations, financial institutions and banks opened a new path for themselves through household indebtedness during the financialization process, which accelerated with neoliberalism and globalization and expanded the scope of inclusiveness. Regarding this mentality, this situation is related to the desire for control that emerged during the transition from natural philosophy to the scientific revolution. It is also related to developing an economic mentality that does not overlap with society and humanity by embracing capitalism’s theoretical foundations. In this context, quantitative and qualitative financialization strategies have emerged to cover people from almost every income group. Some of the people who are targeted by financialization through household indebtedness are also the people for whom these social policies exist. Therefore, this study aims to examine the transformative effect of the financial structure that provides income through household indebtedness on social policies and lending strategies developed for households. Result of the literature review reveals that welfare states and social inclusion are replaced by debtfare states and financial inclusion, respectively. Moreover, this situation is interpreted as the financialization of social policies. Financialization and lending strategies developed as part of financial restructuring strengthen market power while weakening the social state. Furthermore, households facing deficiencies in social state welfare provision and seeking individual loans to meet their basic needs constitute an indebted society.
Neoliberalizm ve küreselleşmeyle birlikte hız kazanan ve kapsayıcılık alanını genişleten finansallaşma sürecinde finansal kurumlar ve bankalar, devletler ve şirketlerden sonra hanehalkı borçluluğu üzerinden kendilerine yeni bir kazanç kapısı açmıştır. Bu durum zihniyet yapısı bakımından doğa felsefesinden bilim devrimine geçişte ortaya çıkan kontrol etme isteğinin ve kapitalizmin teorik temellerine bürünerek toplum ve insanlık ile örtüşmeyen bir iktisat anlayışının gelişmesi ile ilgilidir. Bu bağlamda niceliğe ve niteliğe yönelik finansallaşma stratejileri neredeyse her gelir grubundan insanı kapsar hale gelmiştir. Nitekim finansallaşmanın hanehalkı borçluluğu üzerinden hedefine aldığı bazı bireyler, aynı zamanda sosyal politikaların varlık amacı olan bireylerden başkası değildir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı hanehalkı borçluluğu üzerinden kazanç sağlayan finansal yapının sosyal politikalar üzerindeki etkilerini ve hanehalklarına yönelik olarak geliştirilen borçlandırma stratejilerini incelemektir. Literatür taraması neticesinde refah devletlerinin yerini borç refahı devletlerinin, sosyal içermenin yerini finansal içermenin aldığı ve bu durumun sosyal politikaların finansallaşması şeklinde yorumlandığı görülmektedir. Finansallaşma ve finansal yeniden yapılanma kapsamında geliştirilen borçlandırma stratejileri, piyasa iktidarına güç kazandırırken aynı zamanda sosyal devleti güçten düşürmektedir. Ayrıca sosyal devletlerin refah temininde eksiklerle karşılaşan hanehalklarının temel gereksinimlerini finanse etmek için bireysel kredilere başvurması; borçlu bir toplum yapısı meydana getirmektedir
Sosyal politikalar Borçlandırma stratejileri Hanehalkı borçluluğu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |