Since the number of people living in the cities began to increase, issues about
houising and problems related to housing began to draw attention. In this regard, it
can be mentioned about two turning points on the increased need for housing; firstly
the industrial revolution for increasing urban population, secondly two World
Wars for being reason of creating great number of damaged houses in war-torn
countries. Some goverments in Europe evaluated the housing issue too important
to be left with market rules, hereby interfering housing market and social housing
has emerged. In this context every country have shaped the housing policy by its
own social, economic and demographic conditions, therefore this country’s social
housing policies differ. But it can be also identified by their common applications.
Practices identified in Europe shows that most common form of social housing is
supplying by the state with its own hand and not given the right of ownership to
the residents. In recent years it can be said that Europe’s the social housing system
has turned from the tenant relationship to the having property rights by encouraging
private sector participation to the social housing system.
Kentlerde yaşayanların sayısının artmasıyla birlikte konut meselesine ve konuta
bağlı sorunlara dikkat çekilmeye başlanmıştır. Bu bakımdan sanayi devrimi kentsel
nüfusun artmaya başlaması noktasında, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları da Avrupa
ülkelerinde savaştan zarar gören evlerin yarattığı ihtiyaç nedeniyle Avrupa’da
konut ihtiyacının artış gösterdiği dönüm noktaları olmuşlardır. Avrupa’da konut
alanını kendi başına bırakılamayacak kadar önemli gören devletler konut piyasasına
müdahale ederken, sosyal konut uygulamaları da gündeme gelmiştir. Bu
bağlamda her ülkenin kendi sosyal, ekonomik ve demografik şartlarına göre konut
politikasını şekillendirmiş ve her ülkenin sosyal konut uygulaması da farklılık
göstermişse de uygulamaların ortak yanlarını tespit edebilmek de mümkündür.
Avrupa’daki uygulamalar özelinde tespit edilen en önemli ortak uygulama şekli
devletin bizzat kendi eliyle arz ettiği konutlarda, oturanlara mülkiyet hakkının verilmediği,
kiracılık ilişkisinin kurulduğu yönündedir. Uzun yıllardır kiralık sosyal
konut uygulaması olarak gerçekleşen Avrupa’daki sosyal konut uygulamalarının
son dönemde izlediği eğilim sisteme özel sektör katılımın teşvik edilmesi ve kiracılık
ilişkisi kurmak yerine mülkiyet hakkı edinmenin desteklenmesi yönündedir.
Diğer ID | JA24DH53PA |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 1 Sayı: 2 |