Kanser bütün dünyada, özellikle endüstri açısından gelişmiş ülkelerdeki ölüm nedenlerinin başını oluşturmaktadır. Endometrium kanseri sıklık açısından jinekolojik kanserler içinde birinci, tüm kanserler içinde ise dördüncü sırada olan bir kanser tipidir. Görülme yaşı ortalama 61 olup, prognostik faktörleri arasında histolojik grad, myometrial invazyon derinliği, evre, servikal yayılım, metastaz varlığı gibi faktörler değerlendirilmektedir. Bu faktörlerin varlığına göre cerrahi tedavinin yani histerektominin yeterli tedavi olup olmayacağı belirlenmekte ve gerekliyse adjuvan tedavi planlanmaktadır. Endometrium kanseri gelişimi basit olarak hücre proliferasyonu ile hücre kaybı / apoptoz arasındaki hassas dengenin tümör supresyon geni kaybı veya onkogen aktivasyonu ile bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır. Endometrium kanseri için birçok risk faktörleri belirlenmiş; normal anatomi ve fizyoloji varyantları, hastalık durumu ve karsinojenlere maruz kalma olarak üç kategoriye ayrılmıştır. Sebep ne olursa olsun bu kanserin teşhisi ve tedavisinin düzenlemesi kadın sağlığının en önemli parçalarından biri haline gelmiştir. Ülkemizde de serviks kanseri ile beraber jinekolojik kanser görülme sıklığında başı çekmektedir.
Endometrium kanseri tedavisindeki genel başarılı sonuçlara rağmen hastaları daha iyi prognostik belirteçler yardımıyla alt gruplara ayırarak daha spesifik adjuvan tedavi grupları belirleme çalışmaları sürmektedir. Tedavi geliştirme çalışmalarını sürdürebilmek adına endometrium kanseri gelişimindeki sinyal iletim yolakları hedef alınmaya çalışılmaktadır. PI3K/AKT/mTOR ve RAS/RAF/MAPK yolağı endometrium kanseri dahil birçok kanser türünde önemli rolleri olan sinyal yolaklarıdır. Bu bağlamda kemoterapi ve radyoterapiye ek olarak günlük olarak tüketilen gıdalar, bitkiler hedef olarak görülmekte ve aktive ettikleri yolaklar araştırılmaktadır.Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 5 Sayı: 10 |