16-17. yüzyıllarda Macar-Osmanlı, daha genel anlamda Habsburg ve Osmanlı İmparatorluğunun sınır bölgelerinde yaşanan askeri seferlerin yanı sıra barış zamanlarında da süren yağma ve çapullar yüzünden esir düşenlerin serbest kalması için ağır fidyeler ödeme olağanlaşmıştı. Macar tarih yazınında askerlerin esir edilmesi, alım satımı, fidyenin ödemesi, esir değişimi, esaret yaşamları gibi konular günümüzde de rağbet gören konular arasındadır. Makale, kendine özgü bir geleneğe sahip olan esir değişimi konusuyla ilgilenmektedir. Macar süvari subayı Ferenc Uki, 1659 ilkbaharında, on yıllık mahkumiyetinin ardından 6.000 taller fidye ve Mustafa Çavuş'un azat edilmesi karşılığında Türk esaretinden kurtulmuştu. Ferenc Uki için ödenen 6.000 taller fidye olarak kesinlikle yüksek bir tutar olarak nitelenebilir; üstelik bunun yanında bir çavuşun da azat edilmesi gerekmiştir. Niçin fidye tutarı bu denli yüksekti? Niçin Mustafa Çavuş'un da azat edilmesi gerekiyordu? Habsburgların İstanbul'daki daimi elçisi Simon Reniger von Reningen iki esirin akıbeti konusunda uzun yıllar süren görüşmelerde bulunmuştu. Bu iki kişinin şahsi serüvenleri hangi sebeple Habsburg ve Osmanlı imparatorluğu arasındaki diplomatik müzakerelerin en önemli gündemini oluşturur hale gelmişti? Elinizdeki yazı, yukarıda sıralanan sorulara Avusturya ve Macaristan arşivlerindeki dikkatli çalışmalar sonucunda verilen yanıtları ihtiva etmekte ve Ferenc Uki ve Mustafa Çavuş'un serbest bırakılma öyküsünü tarihsel açıdan yeniden kurmaya çalışmaktadır.
Simon Reniger Siyavuş Paşa Kara Murad Paşa esir değişimi fidye 17. yüzyıl Macar-Osmanlı sınırları
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 24 |