What are the impacts of capitalism on women’s oppression? Does capitalist development diminish gender inequality in developing countries? Do women’s autonomy, health and well-being rise together with an increase in women’s employment? Leading names of feminist economics argue that successful capitalist development and diminishing gender inequality within society can go hand in hand. They assume that the main reason why the win-win scenario has failed thus far is the laissez faire economy, so they emphasise the proactive role of state and international institutions with respect to manage the direction of social transformation through economy. In this paper, I will scrutinise the arguments that defend the possibility of the win-win scenario. Such an attempt is important in terms of analysing the relationship between patriarchy and capitalism, especially under the current global conjuncture where a feminist response to the 2007-08 crisis is required. I argue that in emphasising the win-win scenario, these studies oversimplify the relationship between patriarchy and capitalism. They assume that capitalism drives changes in patriarchy in a way which reduces either rising or falling gender inequality to a simple effect of different kinds of capitalist development. This paper is structured in three sections: In the first section I will review the literature that champions the possibility of the win-win scenario. In the second section I will provide a critical assessment of their conceptual framework and examine the political consequences of those problems. In the last section, I will stress the key features of an alternative conceptual framework.
Capitalist Development Post-Washington Consensus Gender Inequality Patriarchy
Kapitalizm, kadının toplumdaki ezilmişliğini nasıl etkiler? Kapitalist kalkınma toplumsal cinsiyet temelindeki eşitsizliği azaltır mı? Kadın istihdamının artması, kadınların bağımsızlığını, sağlığını ve daha iyi şartlar altında yaşamalarını da beraberinde getirir mi? Feminist ekonomistlerin önde gelen isimleri, sürdürülebilir kapitalist kalkınma ile toplumsal cinsiyet temelindeki eşitsizliğin azalmasını birbirine koşut iki olgu olarak ‘kazan-kazan’ senaryosu adı altında tanımlar. Onlara göre şimdiye dek kazan-kazan senaryosunun hayata geçirilemeyişinin nedeni aslen neoliberal prensipler temelinde işleyen ekonomidir. Devlet ve uluslararası kuruluşlar, doğru politikalar çerçevesinde aktif bir rol üstlendiği takdirde ekonomi aracılığı ile toplumsal dönüşüme müdahil olunabilir ve patriyarka zayıflatılabilir. Bu çalışmanın amacı kazan-kazan senaryosunun mümkün olduğunu savunan tezleri eleştirel bir bakış açısıyla yeniden ele almaktır. Özellikle 2007-08 krizi sonrası döneme ilişkin olarak feminist bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğu günümüz koşullarında, kazan-kazan senaryosunu yeniden değerlendirmek bu açıdan önemli bir gereksinimdir. Kazan-kazan senaryosunun mümkün olduğunu savunan tezlerin kapitalizm ile patriyarka arasındaki karşılıklı ilişkiyi, kapitalizmin patriyarkayı belirlediği tek yönlü bir ilişkiye indirgeyerek basitleştirdiklerini savunuyorum. Söz konusu tezler, farklı kapitalist kalkınma stratejilerine bağlı olarak, kapitalizmin toplumsal cinsiyet temelindeki eşitsizliği arttırdığı ya da azalttığını savunmakta, böylelikle devlet ve uluslararası kuruluşların aktif müdahelesini kazan-kazan hedefine ulaşmada ön koşul olarak görmekte. Bu çalışma kapsamında öncelikle söz konusu tezlerin kısa bir özetini sunacağım. Ardından ortaklaştıkları kavramsal çerçeveye ait teorik problemleri açıklayıp, teorik problemlerin yol açtığı politik sorunlara değineceğim. Son olarakta tarihsel maddecilik temelinde yeniden inşa edilmesi gerektiğine inandığım yeni bir kavramsal çerçevenin köşe taşlarına değineceğim.
Kapitalist Kalkınma Washington Sonrası Mutabakat Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Patriyarka Feminizm Tarihsel Maddecilik
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 12 |