Türk boşanma Hukuku 1998 yılında kanuna eklenen ve anlaşmalı boşanmaya ve eğer reddedilen
bir dava varsa üç yıllık fiili ayrılığa dayalı boşanmaya imkân veren hükümler dışında
ana hatlarıyla 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanundaki gibi varlığını sürdürmektedir.
Kusur esasına ve özel sebeplerin varlığına dayalı olan bu sistem Avrupa ülkelerinde ve
kanunumuzu aldığımız İsviçre’de terkedilmiştir. Boşanma hukuku düzenlenmesinde esas
sorumluyu aramaktan çok, boşananların sosyal açıdan ayakta tutulmalarına önem verilmesi
daha doğrudur. Boşanmanın sonuçlarının adil bir şekilde düzenlenmesi ve çocukların
menfaatlerinin gözetilmesi şartıyla boşanmanın ya anlaşmalı ya da ayrı yaşamaya dayalı
bir sistemle düzenlenmesi yerinde olacaktır.
The divorce system prescribed by the Turkish Civil Code conserve the main principles
enunciated by the former Civil Code of 1926 with exception of the amendment dated 1998
which introduced the divorce based on the mutual accord des spouses and on the actual
and continuous separation following rejection of a divorce case; whereas such system
based on specific causes and fault of spouses has been abandoned by European countries
including Switzerland on which the Turkish civil law constructed. A divorce system must
concentrate on the social strengthening of the divorced spouses rather than the pursuit
of culpable. Provided that the consequences of the divorce is equitably regulated and the
interest of children is preponderant, it should be adopted a new divorce system relying on
the mutual consent of spouses and/or the actual and continuous separation.
Konular | Hukuk |
---|---|
Bölüm | İncelemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 35 Sayı: 1 |